Bankacılık sektörümüz güçlü ve sağlıklı bir yapıdadır, beklenmedik risklere dayanabilecek donanıma ve bunları yönetebilecek tecrübeye sahiptir - Türkiye Bankalar Birliği

Türkiye Bankalar birliği'nden Standard and Poor’s derecelendirme şirketinin
açıklamalarına ilişkin yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

Bazı basın ve yayın organlarında, 19 - 20 Şubat 2019 tarihlerinde yer alan
haberlerde derecelendirme şirketi Standard and Poor’s analistlerinin Türkiye’de
bankacılık sektöründe tahsili gecikmiş alacak ve sorunlu kredilere ilişkin
açıklamaları yer almıştır.
Türkiye Bankalar Birliği, Şirketin açıklamalarının en kötü varsayımlara dayalı
senaryoların ürünü olması nedeniyle temelsiz olduğu, son dönemdeki
toparlanmayı dikkate almadığı, Türkiye’nin kendine has özelliklerini ve gücünü,
bankacılık sektörünün tecrübesini ve reel sektörün dinamizmini yansıtmadığı
görüşündedir.
Kamuoyunun daha iyi bilgilendirilmesini teminen, aşağıdaki açıklamanın
yapılması gerekli görülmüştür:
Bankacılık sektörünün aktif kalitesinin ölçülmesi ve raporlanması için yapılan
temel düzenleme; bankaların kredilerinin beklenen zarar karşılıklarının ayrılması
amacıyla sınıflandırılmalarını gerektiren düzenlemedir.
2018 yılının başından itibaren uluslararası iyi örneklere tam uyumlu olan
düzenleme ile ülkemizde kredi zararlarının muhasebeleştirilmesi, kredilerin
sınıflandırılması, yeniden yapılandırılması, teminatların dikkate alınması, aktiften
silinmesi, belgelendirme ve raporlama konularında önemli değişiklikler
yapılmıştır.
Kredilerin sınıflandırılmasında “kredi riskinde önemli artış” kavramı önem
kazanmıştır. Geçen yılda yaşanan dış gelişmeler, kur ve faiz artışı çerçevesinde
bu kavram dikkate alınarak yapılan hesaplamalar nedeniyle, “ödemelerde bir
sorun olmasa da ileride olabilir” yaklaşımı ve bankaların ihtiyatlı tutumlarının da
etkisiyle, yakın izlemeye alınan kredilerde artış olmuştur.
Ancak, bankaların kendi bünyelerinde geliştirdikleri modellerin sonucu belirlenen
“kredi riskinde önemli artış” nedeniyle ikinci gruba alınan krediler sorunlu kredi
olarak değerlendirilmemelidir. Değerlendirmenin, “kredinin ilk verildiği tarihe
göre kredibilitesinde kkısmen azalma olabileceği” şeklinde yorumlanması daha
doğru olacaktır.
Kaldı ki, zorlu geçen yakın dönemlere ilişkin verilere göre yakın izlemedeki
kredilerin takibe intikal oranı yüzde 5’ler seviyesindedir. Bu sınıftaki kredilere
takibe atılmış ve donuk alacak haline gelmiş kredi muamelesi yapılması son
derece yanlıştır. Sektörün aktif kalitesindeki bozulmanın yüksek olacağına ilişkin
2
değerlendirme yapılması hem bankacılık, hem de reel sektör için büyük bir
haksızlıktır.
Bu nedenle, ileriye yönelik yapılan tahminler ve hesaplamalara göre ikinci
grupta, yakın izlemedeki kredilerin tamamının sorunlu hale geleceğine ilişkin
değerlendirme doğru değildir. Ülkemiz realitesi ile de uyuşmamaktadır.
Türkiye’nin ekonomik zorluklarla baş etme becerisini, bankacılık sektörünün risk
yönetim tecrübesini, özel sektörün gerçek gücünü ve dinamizmini dikkate
almaksızın, sadece uluslararası standart hesaplamalara göre yapılan statik bir
değerlendirmenin Türkiye gerçeğini yansıtmadığı düşünülmektedir.

Yakın izlemeye alınan kredi müşterilerinin tamamına yakını faaliyetlerini sağlıklı
olarak sürdürmektedir. Türkiye’nin güçlü girişimcileri tarafından yönetilmektedir.
Yurtdışında yerleşik ortakların mali yapılarında bozulma olsa dahi bunların
Türkiye’deki şirketlerinin faaliyetleri de katma değer oluşturmaya devam
etmektedir. Diğer yandan, yurtdışındaki bankacılık düzenleme ve denetleme
kuruluşları tarafından da çok yakından izlenmekte olan yurtdışı yerleşiklere ait
ülkemizdeki bankaların faaliyetleri, yerleşik bankalarımıza benzer şekilde devam
etmekte, bahsi geçen derecelendirme şirketini yanlışlamaktadır.
Bankacılık sektörümüz güçlü ve sağlıklı bir yapıdadır. Beklenmedik risklere
dayanabilecek donanıma ve bunları yönetebilecek tecrübeye sahiptir. Sektör
ihtiyatlı bir yaklaşımla muhtemel riskler için yeterli kredi karşılıklarını ayırmıştır.
Yakın dönemde yaşanan çok sayıda ve yüksek şiddetli şoklara dayanmış ve
ekonomik faaliyeti finanse etmiştir. Ekonomimizin performansındaki
toparlaanmanın da olumlu etkisiyle ekonomiye olan desteğini sürdürmeye devam
edecektir.



Diğer Haberler
TBB: (S&P DEĞERLENDİRMESİ) TÜRKİYE'NİN BANKACILIK SEKTÖRÜ TECRÜBESİNİ YANSITMIYOR - BLOOMBERG HT
SUUDİ ENERJİ BAKANI NİSAN AYINDAKİ TOPLANTIDA YILIN İKİNCİ YARISINDAKİ TEDARİK PLANINI DANIŞACAĞIZ VE DÜZENLEYECEĞİZ
İNGİLTERE/MAY : BREXİT ASLA KOLAY GİTMEDİ, PARTİ İÇİNDE ANLAŞMAZLIK KAYNAĞI OLDU
İNGİLTERE/MAY : KİŞLERİN BREXİT KARARININ UYGULANMASI, ÜLKE İÇİN EN DOĞRU ŞEY
AB KOMİSYONU: BREXİT KONUSUNDA ANLAŞMASIZ SENARYOYA HAZIRIZ
ALMANYA MALİYE BAKANI: FRANSA İLE ORTAK EURO BÜTÇESİ KONUSUNDA BU HAFTA YA DA GELECEK HAFTA BAŞI ANLAŞMAYA VARMAYI UMUYORUM
ALMANYA MALİYE BAKANI: EURO BÖLGESİ BÜTÇESİ KONUSUNDA BU YAZ BİR UZLAŞMAYA VARMAYI BEKLİYORUM
PİYASA YAPICILARINA 10 OCAK 2024 İTFA TARİHLİ İHALEDEN SONRA NET 100 MİLYON TL SATIŞ YAPILDI
PİYASA YAPICI BANKALAR, 12 AĞUSTOS 2020 İTFA TARİHLİ İHALEDEN SONRA OPSİYON KULLANMADI
PİYASA YAPICI BANKALAR, 6 AĞUSTOS 2025 İTFA TARİHLİ İHALEDEN SONRA OPSİYON KULLANMADI
THERESA MAY'İN PARTİSİ MUHAFAZAKAR PARTİ'DEN 3 MİLLETVEKİLİ İSTİFA ETTİ
RUSYA'DA GSYİH OCAK'TA YILLIK %+0.7 -TASS
İNGİLTERE'DE İMALAT SİPARİŞLERİ ENDEKSİ ŞUBAT'TA: +6 (BEKLENTİ: -3, OCAK: -1)
Facebookta Paylaş