Çimsa, düşük karbonlu çimento üretimine odaklandı

Ekonomi gazetesinde yayınlanan habere göre; Yeşil Mutabakat, ilk aşamada çimento, demir-çelik, alüminyum, gübre ve elektrik sektörlerinde karbon yoğunluğunun azaltılması için kapsamlı bir değişim getiriyor. Avrupa’nın en büyük çimento üreticisi olan Türkiye, 2021 yılı itibarıyla dünyanın en fazla çimento ihraç eden ikinci ülkesi konumunda.

Yeşil Mutabakat’ın çimento sektöründe getireceği dönüşüme aktif bir şekilde uyum sağlamak için çeşitli stratejiler geliştirdiklerini ifade eden Çimsa CEO’su Umut Zenar, “Çimento üretim süreçlerimizde karbon ayak izimizi azaltmaya ve çevresel etkimizi minimize etmeye odaklanıyoruz” diyor. Zenar, sektörde yaşanan dönüşümü ve Çimsa’nın yol haritasını şöyle anlatıyor:

Döngüsel ekonomi uygulamaları

“Döngüsel ekonomi uygulamaları ile paralel alternatif hammadde ve yakıt kullanımını artırıyoruz, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji yatırımlarımızı sürdürüyor, inovasyon ve dijitalizasyon konularına yoğunlaşıyoruz. Bu stratejilerle 2023 yılında gündemimizde en çok yer verdiğimiz konu, 1 Ekim’de yürürlüğe giren Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) ve düşük karbonlu çimento üretimi oldu. Bu kapsamda, AB’ye ihraç edilen çimento ve çimento hammaddesi olan klinkerin karbon yoğunluğunu düşürmek için gerekli önlemleri alıyoruz. 2024 ve sonrasında, iklim değişikliği ile mücadelede sektörel dönüşümün hızlanacağını ve düşük karbonlu üretimin vazgeçilmez bir unsuru haline geleceğini öngörüyoruz. Bu süreçte, Yeşil Mutabakat’ın çimento sektörüne etkilerini değerlendirirken, enerji verimliliği, alternatif yakıt-hammadde kullanımı, karbon azaltımı gibi stratejilerimizi daha da güçlendireceğiz. Ayrıca, Türkiye için belirlenmiş 2053 sıfır emisyon hedefine ulaşmak üzere, ülkemizde yayınlanacak İklim Kanunu ve emisyon ticaret sistemi gibi düzenlemelere uyum sağlamak için gerekli adımları atacağız.”

2030'da alternatif yakıt oranı yüzde 40’a çıkacak

“Küresel çimento sektöründe enerji başta olmak üzere her türlü kaynakta verimlilik çalışmaları ile dijital dönüşüm, alternatif yakıt ve hammadde kullanımı, hidrojenin yakıt olarak kullanımı, karbon yakalama-depolama-kullanma gibi ileri teknoloji yatırımları net sıfır hedeflerine ulaşmayı destekleyecek başlıca faktörler olarak görülüyor. İştiraki olduğumuz Sabancı Holding’in 2050 yılında ‘Net Sıfır’ olma taahhüdüne istinaden 2022 yılında Sabancı Holding liderliğinde dekarbonizasyon projesini hayata geçirdik. Bu kapsamda Bilim Temelli Hedefler Girişimi’ne (SBTi) hedef taahhüdümüzü sunduk. Çimsa’da 2020’de alternatif yakıt kullanım oranı yüzde 7 iken, 2023’te yüzde 29 oranında gerçekleşti. 2030 yılında ise bu oranı yüzde 40’a çıkarmayı hedefliyoruz. Ülkemizdeki atık sorununun çözümüne katkı sağlayan Afyon Atıktan Türetilmiş Yakıt Besleme Tesisimizin 2022 yılında devreye girmesinden sonra Afyon Fabrikamızda kullanılan fosil yakıtlar önemli oranda azaltıldı. Yaklaşık 45 milyon ağacın yıllık karbon yakalama kapasitesine eş değer olan 46 bin 200 ton karbondioksit salınımını engelliyoruz.”

Elektriğin yüzde 80’i yenilenebilir enerjiden gelecek

“Yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilen elektrik enerjisi kullanım oranımız 2022’de yüzde 58,2 olarak gerçekleşirken, 2030’da bu oranı yüzde 80’in üzerine çıkarmayı hedefliyoruz. İspanya Bunol fabrikamızda 2024 yılının ilk çeyreğinde devreye almayı planladığımız güneş enerjisi santrali (GES) projemiz ile yılda 12 milyon kWh elektrik üretmeyi planlıyoruz. 3 bin 600 konutun elektrik ihtiyacına eş bir yıllık elektrik üretimi ile yılda yaklaşık 3 bin ton CO2 salınıma engel olacağız. Yakın zamanda hizmete açtığımız 3.3 MW kurulu güce sahip Afyon GES yatırımımız yıllık yaklaşık 4,2 milyon kWh elektrik enerjisi üretecek. Öte yandan, Eskişehir Fabrikası’nda da Atık Isı Geri Kazanımı yatırımı projemiz ile yılda yaklaşık 40 milyon kWh enerji üreterek, Eskişehir Fabrikamızın yıllık elektrik tüketiminin yüzde 25’ini Atık Isı Geri Kazanımı yatırımı ile karşılamayı hedefliyoruz.”



Facebookta Paylaş