Türk çelik sektörü küresel korumacılık uygulamalarının etkisini en şiddetli hisseden sektör oldu. -TÇÜD

Türkiye Çelik Üreticileri Derneği'nin (TÇÜD) açıklaması aşağıda bulunuyor:

ÇELİK ÜRETİMİ

Türkiye’nin ham çelik üretimi, 2019 yılının ilk 2 çeyreğinde %10,1 oranında geriledi. Yılın 3. çeyreği itibariyle de üretimdeki gerileme oranı değişmedi.

Ham çelik üretimi yılın ilk 9 ayında %10,1 düşerek 25.3 milyon ton seviyesinde gerçekleşti.

Yılın son çeyreğinde, AB’nin uyguladığı koruma tedbirlerinin olumsuz etkilerine rağmen, ABD’nin uyguladığı ikinci %25’lik gümrük vergisinin kaldırılmasının ve ekonomide görülen iyileşmenin de etkisiyle, üretimde daha olumlu bir seyir beklenmektedir.

ÇELİK TÜKETİMİ

2018 yılının ikinci yarısında çelik ürünleri tüketimi %38 gerilemişti. 2019 yılının ilk yarısında da söz konusu gerileme eğilimi devam etti ve çelik tüketimindeki düşüş %32 oldu. Yılın ikinci yarısından itibaren başlayan toparlanma sayesinde, yılın üçüncü çeyreğinde tüketimdeki gerileme %9,4 oldu.

Yılın ilk 9 ayı itibariyle çelik tüketimindeki gerileme %25.8 oranında gerçekleşti. Ancak, yılın son çeyreğinde ihracattaki düşüş eğiliminin devam etmesi halinde, yurtiçi talepteki canlanmanın tüketimdeki etkisinin sınırlı kalacağı değerlendirilmektedir.

DIŞ TİCARET

İhracat

Çelik ürünleri ihracatı, 2019 yılının ilk yarısında miktar olarak %15, değer bazında %1,7 arttı. Ancak, küresel çaptaki korumacı tedbirlerin sınırlandırıcı etkisi sebebiyle, 2019 yılının ikinci yarısı itibariyle yavaşlama eğilimine girdi. Yılın üçüncü çeyreğinde ihracat miktar olarak %0,7 oranında, değer olarak ise %9,4 geriledi.

Yılın ilk 9 ayı itibariyle çelik ürünleri ihracatı miktar itibariyle %9,4 artışla 16.5 milyon ton, değer olarak %2,3 azalışla 12.2 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.

İthalat

2019 yılının ilk iki çeyreğinde tüketimdeki daralmaya bağlı olarak hem değer hem de miktar bazında %33 gerileyen çelik ürünleri ithalatı, üçüncü çeyrekte miktar bazında %1,1 artarken, değer bazında %12 geriledi.

2019 yılının ilk 9 ayında, bir önceki yılın aynı dönemine göre, miktar yönünden %23,6 azalışla 9.1 milyon ton, değer yönünden %26,8 azalışla 7.6 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.

Dış Ticaret Dengesi

2019 yılının ilk yarısında % 164 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı, yılın üçüncü çeyreğinde, ihracattaki yavaşlama eğiliminin etkisiyle % 148’e geriledi.

DÜNYA ÇELİK ÜRETİMİ

Dünya Çelik Derneği (worldsteel) tarafından açıklanan 2019 yılı Eylül ayı verilerine göre, dünya ham çelik üretimi, geçtiğimiz yılın aynı ayına kıyasla, %0,3 azalışla 151.5 milyon ton, yılın ilk dokuz ayında ise %3,9 artışla, 1.4 milyar ton seviyesinde gerçekleşti.

Söz konusu dönemde, Çin’in ham çelik üretimi, geçtiğimiz yılın aynı dönemine kıyasla %8,4 oranında artışla 747.8 milyon tona yükselir iken, ikinci sırada yer alan Hindistan’ın ham çelik üretimi %3,5 artışla 84.2 milyon ton oldu.

En fazla ham çelik üreten ilk 15 ülke arasında Vietnam, Ocak-Eylül döneminde %53,8 oranıyla en yüksek üretim artışı sağlayan ülke oldu.

2019 yılının Ocak-Eylül döneminde, Türkiye %10,1 ile, ilk 15 ülke arasında, ham çelik üretimi en fazla düşüş gösteren ülke oldu.

DEĞERLENDİRME

Türk çelik sektörü, ABD Başkanı Trump’ın 2018 yılının Mart ayında başlattığı ve o tarihten bu yana genişleyerek devam eden küresel korumacılık uygulamalarının etkisini en şiddetli hisseden sektör oldu. Ocak 2019 ile 28 Ekim 2019 arasında çelik sektöründe dünyada Avustralya’dan Kanada’ya, Meksika’dan Endonezya’ya Arap Körfezi ülkelerinden Vietnam’a çeşitli ülke ve ülke grupları tarafından çelik ticaretini engellemeye yönelik 72 adet korunma tedbiri uygulamaya aktarıldı. Dolayısıyla devam etmekte olan korumacı uygulamalar, çelik sektöründe ihracat yapmayı giderek daha da zorlaştırdı. İhraç fiyatlarında % 30’lara varan düşüşlerin yaşandığı bu dönemde ihracatın sürdürülebilirliği giderek daha da zorlaşmaya başladı.

Avrupa Birliği Komisyonu’nun kota içinde kota şekline dönüşen ve nerede duracağı kestirilemeyen koruma önlemleri ise tamamen Türkiye’den çelik mamulleri ithalatını engellemeye yönelik bir şekle büründü. AB’nin bu uygulamaları, mevcut STA anlaşmamıza aykırı olduğu gibi, AB ile çelik ticaretimizin 10 yıllık seyri dikkate alındığında hakkaniyete de uygun düşmemektedir.

Bu şartlar altında, Türk çelik sektörünün üretim kayıplarının önlenmesi, öncelikle iç piyasamızda çelik tüketiminin artırılması ve ülkede üretimi bulunan çelik mamullerinin ithalatının engellenmesine bağlıdır. Bu maksatla iç piyasamızın gümrük vergileri ve etkin ticaret politikası araçları ile korunması zaruret halini almış bulunmaktadır.