Dünya Bankası’nın öncü çalışmasına göre iklim eylemi Türkiye için 2040 yılına kadar yaklaşık 150 milyar dolarık tasarruf sağlayabilir

Dünya Bankası tarafından bugün yayınlanan öncü niteliğinde bir rapora göre, iklim değişikliğinin etkilerine karşı dayanıklılığı ve uyumu arttırmaya ve ekonomi genelinde karbondioksit ve diğer sera gazı emisyonlarını azaltmaya yönelik etkili ve uygun eylemleri uygulaması halinde Türkiye önümüzdeki 20 yıllık dönemde 146 milyar dolarlık tasarruf sağlama potansiyeline sahip.

Türkiye Ülke İklim ve Kalkınma Raporuna (CCDR) göre, faydalar büyük ölçüde yakıt ithalatındaki azalmalardan ve hava kirliliğinin azalması sonucunda elde edilecek sağlık faydalarından kaynaklanacak ve enerji güvenliğinin arttırılmasına ve enerji harcamalarının düşürülmesine katkıda bulunacaktır Rapor elektrik sektörünün derin bir şekilde karbonsuzlaştırılması, bina ve ulaştırma sektörlerinde enerji verimliliği ve elektrifikasyonun sağlanması ve sanayi ve tarımda karbon ve diğer sera gazı emisyonlarının azaltılması çağrısında bulunmaktadır. Bunlar, dünyanın en fazla karbon salımına sahip 17’nci ülkesi olarak Türkiye'nin bu gidişatı tersine çevirmek ve 2053 yılına kadar karbon nötr olma taahhüdünü yerine getirmek için yapması gereken önemli değişiklikler arasında yer almaktadır.

Dünya Bankası Grubu’nun yeni bir ülke durum değerlendirmesi rapor dizisi olan CCDR, bir yandan ekonomik büyümeyi ve yoksullukla mücadeleyi desteklerken diğer yandan karbon emisyonlarını azaltmak ve dayanıklılığı sağlamak için öncelikli eylemleri belirlemek amacıyla, iklim ve kalkınma arasındaki bağlantıları araştırmaktadır. Türkiye Ülke İklim ve Kalkınma Raporu, bu yeni rapor dizisinde yayınlanacak olan ilk rapordur.

Dünya Bankası’nın Avrupa ve Orta Asya bölgesinden sorumlu Başkan Yardımcısı Anna Bjerde raporun yayınlanması vesilesiyle yaptığı açıklamada şunları belirtti: “Dünya genelinde başka birçok ülkede olduğu gibi, Türkiye de iklim değişikliğinin getirdiği aşırı hava olayları yaşamaktadır. Geçtiğimiz yıl Paris İklim Değişikliği Anlaşması'nın onaylanmasıyla birlikte, Türkiye, bu krizle mücadele etme sürecinde küresel topluluğa katılmıştır. CCDR, Dünya Bankası'nın hayatları ve geçim kaynaklarını korumak için daha dönüştürücü eylemler sunmak amacıyla Türkiye ile yürüttüğü başarılı işbirliğini genişletmesine olanak tanıyacaktır.”

Rapor, dayanıklı ve net sıfır emisyonlu bir kalkınma yolu (RNZP) için uyum ve azaltma eylemlerini bir araya getiren ve aynı zamanda Türkiye’nin 2053 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşma taahhüdünü yerine getirmesinin maliyetlerini ve faydalarını araştıran açıklayıcı bir strateji ortaya koymaktadır. Strateji, ülkenin karbon emisyonlarını azaltma çabalarında kilit önem taşıyan sektörler üzerinde odaklanmaktadır. Bu sektörlerden bazıları şunlardır:

Elektrik: Elektrik, emisyonlara en fazla katkıda bulunan sektördür ve binalarda, ulaştırmada ve sanayide elektrifikasyon yoluyla emisyon azaltımlarını desteklemek için temiz elektrik şebekesine ihtiyaç duyulmaktadır. Elektrik sektörünün derin bir şekilde karbonsuzlaştırılabilmesi için, kömürden geçişin sürdürülmesi, yenilenebilir enerjinin yaygınlaştırılması ve entegrasyonu ve enerji verimliliğinin arttırılmasına yönelik kararlı adımlar gerekmektedir. Bunlar Türkiye’nin enerji güvenliğini sağlamasına, enerji maliyetlerini düşürmesine ve artan talebi karşılamasına yardımcı olacaktır.
Bina ve Ulaştırma: Daha iyi binalar ve ulaştırma altyapısı, dayanıklılığın arttırılması yoluyla hayatları kurtarabilir, ancak aynı zamanda daha verimli enerji sağlayarak, tedarik zincirlerini geliştirerek ve hareketliliği iyileştirerek, trafik sıkışıklığını ve hava kirliliğini azaltarak ekonomik faydalar da sağlayabilir. Bu, Türkiye'nin şehirlerini daha yaşanabilir, cazip, dayanıklı ve rekabetçi hale getirecektir.
Sanayi: Sanayi ve imalatta emisyonların azaltılması, en yeni ve en verimli teknolojilerin harekete geçirilmesine dayalı kısa vadeli fırsatlar içeren uzun vadeli bir zorluktur. Türkiye için daha yeşil ve daha verimli teknolojilere geçiş, özellikle Avrupa Birliği olmak üzere ihracat pazar payını korumanın, hatta arttırmanın da bir yoludur.
Ormancılık ve Arazi Kullanımı: Tarımsal ürün hasadı, yasadışı ağaç kesiminin azaltılması, ormansızlaşmanın durdurulması, orman yangınlarının kontrolünün güçlendirilmesi ve orman peyzajı restorasyon çabalarının artırılması dahil olmak üzere emisyon azaltımlarını optimize etmeye yönelik hedefli bir dizi politika ve önlem.Doğal afetlerden ağır şekilde etkilenen bir ülkede dayanıklılığı sağlamaya yönelik yapılacak yatırımlar da acil ve gereklidir. Resmi verilere göre Türkiye'de sadece 2021 yılında 107 sel, 66 orman yangını, 16 kar fırtınası ve 39 heyelan olayı yaşanmıştır.
Dayanıklı net sıfır yolu (RNZP) 2022-40 döneminde 165 milyar ABD$ olarak tahmin edilen önemli bir yatırım gerektirmekle birlikte, bu maliyetin yarısını özel sektörün üstlenmesi beklenmektedir. Öte yandan, bu ilave yatırımlar Türkiye ekonomisinin büyüklüğüne ve sağlayabilecekleri net faydaya (tüm maliyetler düşüldükten sonra 2040 yılına kadar 146 milyar$) göre nispeten küçüktür.

Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Auguste Kouame konu ile ilgili olarak yaptığı açıklamada şunları belirtti: “Bir yandan Türkiye'nin ekonomik ve sosyal kazanımlarını arttırırken aynı zamanda kalkınma ve iklim hedeflerine ulaşmasına yardımcı olabilecek dayanıklı ve net sıfır emisyonlu bir yol uygulanabilirdir. Günümüzde yenilenebilir enerjide elde edilen başarılar sayesinde, güneş ve rüzgar enerjisi, gelecekteki enerji talebinin çoğunu karşılamanın en ucuz yolu haline gelmiştir.”

Rapor, kısa vadeli maliyetleri azaltmak, yeşil teknolojilerin maliyetinde beklenen düşüşlerden fayda sağlamak ve strateji uyarlamalarına olanak tanımak amacıyla, acil öncelik niteliğindeki eylemleri ertelenebilecek müdahalelerden ayırmaktadır. Öncelikli eylemler arasında yerli kömür üretim ve tüketimine yönelik sağlanan maliyetli desteklerin sona erdirilmesi, yeni kömür santrallerinin yapımının durdurulması ve bunun yerine yenilenebilir enerjinin desteklenmesi yer almaktadır.

Türkiye Ülke İklim ve Kalkınma Raporu, Dünya Bankası bünyesinde görev yapmakta olan Kıdemli İklim Değişikliği Danışmanı Stéphane Hallegatte, Türkiye Ülke Baş Ekonomisti Hans Anand Beck ve Baş Enerji Uzmanı Xiaodong Wang tarafından yazılmıştır. Raporu tamamlayıcı olarak bir Ülke Özel Sektör Değerlendirme Raporu (CPSD) hazırlanacaktır.

Dünya Bankası Grubu Ülke İklim ve Kalkınma Raporu

İklim ve kalkınmanın entegrasyonu, Dünya Bankası Grubu'nun 2021-2025 İklim Değişikliği Eylem Planının temel ayaklarından birisini oluşturmaktadır. Eylem planının uygulamasını ilerletmek için Banka Grubu yeni, temel bir durum değerlendirmesi aracını uygulamaya koymuştur: Ülke İklim ve Kalkınma Raporu. Söz konusu rapor, bir ülkenin kalkınma hedeflerinin, iklim değişikliğini azaltma ve uyum bağlamında nasıl başarılabileceğini analiz etmektedir. Bu raporlar, ülkenin iklim taahhütlerini yansıtacak ve kamu ve özel sektör çözümleri yoluyla bunların uygulanmasını desteklemenin yollarını belirleyecektir. İklim değişikliğine uyum ve iklim etkilerini azaltma politikalarında insanların oynadığı merkezi rolü tespit edecek, iklim risklerinin insanları nasıl etkilediğini ve hükümetlerin iklim değişikliğinin ve iklim eyleminin yoksulluk, dağılımsal hususlar ve istihdam üzerindeki etkilerini ortadan kaldırmalarının ve dayanıklılık oluşturmalarının yollarını değerlendirecektir.

Bu rapor dizisinin ilki olan Türkiye Ülke İklim ve Kalkınma Raporu, Ülkenin 2053 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşma şeklinde belirlenen azaltma hedefi ile uyum ve dayanıklılık ihtiyaçları doğrultusunda, iklim eyleminin büyüme ve kalkınma süreci ile nasıl etkileşime girdiğini ve ülkenin kalkınma hedeflerine ulaşmasına nasıl katkıda bulunduğunu, yeşil teknolojilerin sunduğu fırsatların yakalanmasına nasıl yardımcı olduğunu, dünyanın sıfır karbon teknolojilerine geçiş yaptığı bir dönemde ekonomiyi büyük ölçekli afetler veya karbon kilitlenmesi gibi uzun vadeli risklere karşı nasıl koruduğunu ve herkes için adil ve kapsayıcı bir geçişi nasıl desteklediğini araştırmaktadır.



Diğer Haberler
HONG KONG'DA HANG SENG ENDEKSİ %3.4 DÜŞÜŞLE 21067,58 PUANDAN KAPANDI
İNGİLTERE BAŞBAKANI : YAPMAMIZ GEREKEN TÜM ŞEY BÜROKRATİK OLARAK SADELEŞMEK
TCMB, 20.06.2022 vadeli 96.00 milyar TL tutarlı repo ihalesi açtı
İNGİLTERE BAŞBAKANI : K. İRLANDA PROTOKOLÜ KONUSUNDA PROBLEMLERİ ÇÖZMELİYİZ, YAPMAK NİSPETEN KOLAY
Almanya Ekonomi Bakanı: Faiz oranlarının şu anda yükseltildiği doğru
Almanya Ekonomi Bakanı: Şu an yaşadığımız enflasyonu esas olarak para arzı değil, enerji fiyatları yönlendiriyor
İngiltere Dışişleri Bakanı Truss: AB protokolün kendisini değiştirmeyi tercih etmeli
Facebookta Paylaş