Girdi fiyatlarının yüksekliği nedeniyle 'üretim miktarını azalttığını' bildiren çiftçi oranı %31- Tarımsal Görünüm Saha Araştırmaları

Türkiye’nin önde gelen dokuz bankanın ortaklığında 1995 yılında kurulan Kredi Kayıt Bürosu’nun son 4 yıldır düzenli olarak yayımladığı Tarımsal Görünüm Saha Araştırmaları’nın 2022 yılı versiyonu yayınlandı.
 
Bu araştırma raporu ile toplumun tüm kesimlerine sahadaki fiili durumu sunarak tarım sektörü için yapılacak araştırma, analiz, izleme-değerlendirme, yatırım, ürün/hizmet geliştirme, politika geliştirmelere yardımcı olunması hedeflenmektedir. Aşağıda bu yılki araştırmada öne çıkan sonuçlar aşağıda özetlenmektedir.

Araştırmaya katılan ve “fiili” olarak tarımsal üretim yapan çiftçilerin yaş ortalaması 52,7 bulunmuştur. Aynı rakamın 2020 yılında 51,3, 2021 yılında 51,1 bulunması çiftçi kesimin kısmen yaşlandığı gibi yorumlanabilecek olsa da kesin bir yargıya varabilmek için önümüzdeki yıllardaki trendin takip edilmesinde fayda görülmektedir.
Ankete katılan çiftçilerin yaklaşık yüzde 61’i sadece bitkisel üretim, yüzde 38’i karma (bitkisel+hayvansal) üretim gerçekleştirmektedir. Sadece hayvancılık yapan işletme oranı daha önceki araştırmalarda olduğu gibi yüzde 1’in altındadır.
Bitkisel üretim gerçekleştiren çiftçilerin “faal” olarak üretim yaptığı toplam arazi büyüklüğünün aritmetik ortalaması 267 dekar (26,7 hektar), geometrik ortalaması 108 dekar (10,8 hektar), harmonik ortalaması ise 39 dekar (3,9 hektar) bulunmuştur. Aritmetik ve geometrik ortalamalar 2019 yılından bu yana artarken, harmonik ortalamalar çok sınırlı bir artışa işaret etmektedir. Bu durum ülkemizde küçük işletmelerin halen en yaygın işletme tipi olduğu kanısını doğurmaktadır. Diğer yandan, aritmetik ortalamaların gittikçe artıyor olması, çiftçilerin 6537 s. Kanun ile getirilen “yeter gelirli tarımsal arazi” kavramına hızlı bir şekilde uyum sağladığına işaret etmektedir.
Çiftçiler bitkisel üretim yaptıkları toplam arazinin yüzde 29’unun kiralık olduğunu bildirmiştir.
Türk çiftçisi bir yıl içerisinde aynı yılda ortalama 3 farklı bitkisel ürün yetiştirmektedir. Bu sayı üçer yıllık dönem sorulduğunda 4’e çıkmaktadır. Dolayısıyla, Türk çiftçisinin 3-4 ürünü aynı anda ya da münavebeli olarak yetiştirdiği anlaşılmaktadır.
Daha önceki araştırmalarda olduğu gibi 2022’de de çiftçilerin en çok tercih ettiği ilk üç tarla bitkisi ismi sırasıyla buğday, mısır ve arpa, sebze çeşidi domates, meyve çeşidi ise üzüm olmuştur. Geçmiş yıllarla karşılaştırıldığında hububat ve endüstriyel bitkilere yönelim artmaya devam ederken, sebze ve meyve ürünü tercihlerinde durağanlık veya gerilemeler tespit edilmiştir. Genel olarak çiftçi tercihlerinde emek-yoğun ürünlerden mekanizasyona uygun ürünlere doğru tercih kayışı devam etmektedir. Pandemi, Rusya-Ukrayna savaşı ve bu ikisine ilave olarak hükümet tarafından hububat ve endüstriyel ürünler için açıklanan yüksek alım fiyatlarının da bu yönelimleri güçlendirdiği düşünülmektedir.
Hayvancılık yapan her on işletmeden yedisi süt inekçiliği (%70), üçü sığır besiciliği (%36), yine yaklaşık üçü küçükbaş hayvancılık (%29) yapmaktadır. Ortalama hayvan sayıları süt ineği işletmelerinde 24 (sağmal inek), besi işletmelerinde 70 sığır, küçükbaş işletmelerde 280 koyun-keçi bulunmuştur. Diğer yandan, işletme sayısı bakımından küçük işletmeler hâlâ çoğunluğu oluşturmaktadır. Geometrik ortalamalar süt ineğinde 11 adet, besi sığırında 16 adet, küçükbaşta 79 adet, arıcılıkta 45 adet olmuştur.
Araştırmada çiftçilere bitkisel ürün tercihlerini neye göre yaptıkları sorulduğunda yüzde 73’ü “önceden bildiği/ alıştığı ürünü”, yüzde 27’si “gelecek yıl fiyatının yükseleceğini tahmin ettiği ürünü”, yüzde 25’i “hayvanlarının yem olarak yiyeceği ürünü”, yüzde 23’ü ise “alıcısı çok/satışı hızlı ürünü” tercih ettiklerini belirtmiştir.
Araştırmaya katılan her 10 çiftçiden 2’si (%20) sözleşmeli tarımsal üretimde bulunmaktadır ve bu çiftçilerin yüzde 54’ü sözleşmeli üretimden memnun olduğunu beyan etmiştir. Sözleşmeli üretilen ürünlerde yasa gereği sözleşmenin zorunlu olduğu şeker pancarı (%46) başı çekmektedir. Bunu buğday, domates ve mısır takip etmektedir. Tüm çiftçiler içerisinde tütün üreticilerinin yüzde 79’unun, hıyar üreticilerinin yüzde 24’ünün, domates üreticilerinin ise yüzde 17’sinin sözleşmeli olduğu görülmüştür. Buğday ve arpa üreticilerinde ise sözleşmelilik oranı sırasıyla yüzde 4 ve 2 ölçülmüştür.
Çiftçilerin bu yıl üretim yaparken en çok karşılaştığı üç sorun sırasıyla “girdi pahalılığı” (%98), “iklimsel problemler” (%59) ve “sulama suyunun yetersizliği” (%31) olmuştur. Bu sorunları “işçi bulamama”, “kaliteli/ ucuz işgücü bulamama”, “yüksek arazi kiraları” ve “tarımsal hastalık ve zararlılar” takip etmiştir. Geçen yılla karşılaştırıldığında 2022’de iklim, sulama problemleri ve pandemiye bağlı sorunlarda düşüş yaşanmıştır.
Bu yılki araştırmada ilk defa girdi pahalılığına çiftçinin nasıl reaksiyon verdiği ölçülmüştür. Çiftçilerin yüzde 56’sı bu soruya “daha az girdi kullanarak” cevabını verirken, yüzde 39’u girdi miktarında herhangi bir değişikliğe gitmediğini belirtmiştir. Girdi fiyatlarının yüksekliği nedeniyle “üretim miktarını azalttığını” bildiren çiftçi oranı ise yüzde 31 olmuştur.
Çiftçilerin hasattan sonra, yani pazarlama aşamasındaki en önemli sorunu ise yüzde 96 ile “beklenilenden daha düşük satış fiyatı” olmuştur.
Ürün satış fiyatlarının sürekli artıyor olmasına rağmen çiftçilerin hâlâ “beklediği fiyata satamadığını” söylemesi, finansal okuryazarlık seviyesi sınırlı olan çiftçi kesiminin dolaylı olarak “kârlılığa” vurgu yaptığı şeklinde algılanmaktadır. Türkiye’de çiftçinin kârlılığı üzerine yapılan çalışmaların çok sınırlı olduğu ve bu konuda farkındalık ve gündem oluşturulamadığı görülmektedir. Bu nedenle sektörel paydaşlara gelir veya gider çalışmalarından ziyade “kârlılık” analizleri yapılması çağrısında bulunulmaktadır. Nitekim 2022 yılında Tarım-GFE ve Tarım-ÜFE birlikte hızlı bir şekilde yükseldiğinden ekonomik ve finansal analiz yapmak çiftçi açısından zorlaşmaktadır.
Ürün tipi ayırt edilmeksizin çiftçilere “ürün satış kanalları” sorulduğunda yüzde 79 ile “tüccarlar” başı çekmektedir. Bunu “doğrudan tüketiciye”, “fabrikaya/mandıraya”, “meyve-sebze haline” ve “kooperatife/birliğe” seçenekleri takip etmiştir. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da bir çiftçinin ortalama olarak 2 farklı satış kanalı olduğu hesaplanmıştır.
Çiftçilerin yüzde 63’ü ürünlerini “peşin”, yüzde 34’ü “kısmen peşin kısmen vadeli”, sadece yüzde 3’ü “tamamını vadeli” satmaktadır. Tamamen veya kısmen vadeli satışlarda çiftçiler alacaklarını ortalama toplam “2,8 ay içinde” ve “2 seferde/parçada” tahsil etmektedir. Geçen yıla göre peşin satışlar artmış, vadeli satışlar ve tahsilât süreleri kısalmıştır. Bu durumun yüksek fiyat dalgalanmaları ve enflasyondan kaynaklandığı düşünülmektedir.
Vadeli satışlarda çiftçilerin yüzde 29’u alacaklarına karşı alıcıdan herhangi bir alacak belgesi veya satış sözleşmesi almazken, çek alanlar örneklemin yüzde 36’sını, senet alanlar ise yüzde 10’unu oluşturmuştur. Ayrıca çiftçilerin yüzde 39’u alıcıdan “teslim/kantar fişi” aldıklarını belirtmiştir.
Vadeli satış yapan çiftçilerin yüzde 68’i bu yıl herhangi bir tahsilât problemi yaşamadığını söylerken, geri kalan kısmı satışın belgeli veya belgesiz olması fark etmeksizin alacaklarının geç ödenmesi veya eksik/hiç ödenmemesini tecrübe ettiğini beyan etmiştir. Çok yüksek bulunan bu oranlar çiftçilerde kıymetli evrak bilgisi ve bilincinin artırılması ve Karekodlu Çek Raporu gibi uygulamaların tarımsal ticarette yaygınlaştırılması gerektiğine işaret etmektedir.
Bu yılki araştırmada tarımsal gelirinden “toplamda memnun” olan çiftçiler yüzde 19’dan 21’e çıkarken, “toplam memnun olmayan” oranı da yüzde 56’dan 62’ye yükselmiştir. Her iki gruptaki oran artışına “ne memnun ne değil (kararsız)” olan çiftçi sayısındaki yüzde 8’lik düşüş neden olmuştur.
Görüşülen çiftçi hane halklarının (ailenin diğer üyeleri dâhil) yüzde 34’ünün tarımdan başka gelir getirici faaliyeti bulunmamaktadır. Geri kalan yüzde 66’nın hanesine ise tarımsal gelire ilave olarak emekli aylığı, diğer işlerden düzenli ücret/maaş, esnaf/tüccarlık gibi gelirler girmektedir.
Çiftçilere hangi finansman kaynaklarından faydalandıkları sorulduğunda yüzde 25’i “hiç birisinden (özkaynak)” cevabı vermektedir. Buna karşın bankadan kredi/kart kullananlar tüm çiftçilerin yüzde 60’ını, Tarım Kredi Kooperatifi’nden (TKK) kredi kullananlar ise yüzde 27’sini oluşturmuştur. 2022’de tarımsal kredi pazarının yüzde 70 büyümesinin bir teyidi olarak, bankalar ve TKK’den kredi kullananların oranları geçen yıla göre belirgin şekilde artmıştır.
Bankalardan kredi kullanan çiftçilerin yüzde 83’ü kredisini tarımsal işletme giderlerinin finansmanı, yüzde 51’i yatırım finansmanı amacıyla kullanırken, yüzde 15’i tarım dışı ihtiyaçlar için kullandığını belirtmiştir. Yatırım kredisi kullananlar en çok traktör/makine alımı (%63), arazi alımı (%22) ve damızlık hayvan alımı (%16) amacıyla kredi kullandıklarını belirtmiştir.
Tarım dışı kredi kullananların yüzde 67’si ev/aile ihtiyaçları, yüzde 22’si mevcuttaki başka bir krediyi ödeme, yüzde 19’u ise araba/konut alımı için kredi kullandığını belirtmiştir.
Banka kredisi kullanan çiftçilerin yüzde 51’i tek bir banka, yüzde 32’si iki banka, yüzde 9’u ise üç banka ile kredili çalışmaktadır. Çiftçi başına kredi kullanılan ortalama banka sayısı 2022’de geçen yıla göre 1,6’dan 1,8’e yükselmiştir.
Kredi kullanmayan çiftçilere nedenleri sorulduğunda yüzde 50’si ihtiyaç duymadığını belirtirken, yüzde 31’i yüksek faiz ve masrafları gerekçe göstermiştir. Faize girmek istemediğini/karşı olduğunu belirten çiftçiler ise geçen yıl olduğu gibi çiftçilerin yüzde 21’ini oluşturmuştur. Bu durum tarımda faizsiz finansal enstrümanlara yönelik bir potansiyel olarak algılanmaktadır.
Görüşülen çiftçilerden yüzde 52’si son 3 yıl içinde hiç TARSİM tarım sigortası tecrübesi olmadığı belirtirken, geri kalan yüzde 48’i en az bir kere sigorta yaptırmıştır. Tüm çiftçilerin yüzde 21’i ise sigorta yaptırmasına ilave olarak TARSİM’e hasar bildirimi yapma tecrübesi yaşamıştır.
TARSİM yaptırmayan çiftçilere gerekçeleri sorulduğunda yüzde 55’inin TARSİM’i pahalı, yüzde 35’inin ise “gereksiz” bulduğu anlaşılmıştır. Çiftçilerin yüzde 31’i ise hasar olduğunda “eksik ödeme/ödememe” nedeniyle sigorta yaptırmadığını belirtmiştir. Bu sonuçlar ülkemizde TARSİM bilincinin artırılması ve yanlış algıların düzeltilmesi açısından ele alınması gereken noktalara işaret etmektedir.
Bu yıl görüşülen çiftçilerde akıllı cep telefonu sahipliği yüzde 82, klasik cep telefonu (internetsiz, feature phone) ise yüzde 18 ölçülmüştür. PC, laptop ve tablet sahibi olan çiftçiler sırasıyla yüzde 23, yüzde 10 ve yüzde 3 olarak bulunmuştur.
Geçtiğimiz yıl çiftçilerin yüzde 23’ü internet kullanmadığını söylerken, bu yıl oran yüzde 20’ye düşmüştür. Çiftçilerin yüzde 78’i ise internete cep telefonu ile bağlandığını belirtmiştir.
Çiftçilerin mevcutta kullandığı dijital bilgi servislerinde “zirai hava ve meteorolojik bilgi servisleri” (%79), “tarımsal haberler” (%52) ve “ürün/girdi fiyatları” (%30) başı çekmiştir. Bu yıl “ürünler/üretim teknikleri” (%19) ve “hastalık ve zararlılar” (%17) geçen yıla göre belirgin biçimde düşmüştür. Bu düşüşte tarım sektöründe agronomik (üretime dayalı), ekolojik (iklimsel) ve biyolojik problemlerin de 2022’de azalmış olmasının etkili olduğu düşünülmektedir.
Çiftçilere “mevcutlara ilave olarak” hangi dijital servislere ilgi duydukları/ihtiyaç hissettikleri sorulduğunda ise ilk üç sırayı “ürün/girdi fiyatları” (%33), “uydudan arazi takibi” (%24) “internetten/cepten tarımsal soru sorma” (%21) paylaşmıştır. Geçtiğimiz yıl son sıralarda olan “ürün/girdi fiyatları” bu yıl en çok talep gören servis olmuştur. Bu durumun 2022’de ürün ve girdi fiyatlarının çok sık değişmesi ve yükselmesinden kaynaklı olduğu tahmin edilmektedir. Diğer yandan 2020 ve geçtiğimiz yıla göre büyük ölçüde irtifa kaybeden “uydudan arazi takibi” ve “internetten/cepten soru sorma” servislerinin artık “yeni” vasıflarını kaybettikleri anlaşılmaktadır.



Diğer Haberler
İtalya Başbakanı: ABD enflasyonu düşürme yasası şirketlerimizin rekabet gücünü zedeleme riskleri taşıyor
İngiltere Savunma Bakanı: 2023 yılında Ukrayna'ya 2.3 milyar pound yardımda bulunacağız
İtalya Başbakanı : ECB'nin bağımsızlığına saygı duyuyoruz
Gösterge niteliğindeki TC Merkez Bankası Dolar Alış: 18,6966 Satış: 18,7303 Euro Alış: 19,8816 Satış: 19,9175
İtalya Başbakanı : Euro Bölgesi Kurtarma Fonu Direktörü ile reformu tasdikleme yerine kaynakların farklı bir kullanım olasılığı hakkında konuşacağım
İndirim 1 Ocak 2023 tarihinden itibaren geçerli olacak - NTV
İstanbul'da doğalgaz fiyatında %12 indirim yapılacak- NTV
Hindistan Merkez Bankası : Global büyümedeki yavaşlama ve daha güçlü ABD doları net ihracat üzerindeki baskıları şiddetlendiriyor
Facebookta Paylaş