Sesmir/Ökmen:Gelir dağılımını bozan, fiyat istikrarını ve FED kararlarını umursamayan bilinçli bir tercihle para politikası tahrip edilmeye devam edilmektedir

Gelir dağılımını bozan, fiyat istikrarını ve FED kararlarını umursamayan bilinçli bir tercihle para politikası tahrip edilmeye devam edilmektedir. Bu politikanın arka veya ön planlarındaki tüm gerekçeler karanlıktır. Hayat pahalılığını artıracağı bilindiği halde, faiz indirimine gidilmesinin geçerli ve masum bir gerekçesi yoktur.

2021/ağustos ayında TL'de ortaya çıkan göreceli istikrar ve hatta değerlenme eğilimi ve başlayan sermaye akımları bizzat Merkez Bankası'nın kendisi tarafından bozulmuştur.

Faiz indirimi yaparak cari fazla halinin yaratılacağı ve bu sayede net döviz kazançlarının artırılacağı şeklindeki Merkez Bankası'nın iler sürdüğü öngörü matematiksel temelden tamamen yoksundur. Faiz indirerek, ithalata bağlı bir üretim yapısından kurtulmak ve döviz ihtiyacının bu yolla azaltılmasını sağlamak boş be anlamsız bir hayaldir. Türkiye ekonomisinin ara malı ithalatına dayalı üretim yapısı sorunu, faiz indirimleriyle değil, kısa, orta, uzun vadeli ve çok katmanlı yapısal dönüşüm programlarının devreye alınmasını gerektirmektedir. Ayrıca son dönemde Cari dengenin arz ve talep eşleşmesinde ortaya çıkan iyileşme illüzyonlarının kaynağı da içeriği net olarak bilinmeyen "net hata ve noksan" kalemine dayanmaktadır.

Türkiye ekonomisinde faiz ve diğer makro hedefler; net kalanı en az %25 pozitif olmak koşuluyla, sahip olması gereken 200 milyar dolar civarındaki brüt rezerv ihtiyacının oldukça uzağında bulunulduğu gerçeğinden habersiz ve bağımsız olarak belirlenmektedir.

Merkez Bankası'nın enflasyonun geçici olduğu şeklindeki öngörüsünün Türkiye ekonomisi açısından hiçbir şekilde geçerliliği bulunmamaktadır. Türkiye'deki enflasyon yapısal ve kalıcı olup, artık freni boşalmış, çığırından çıkmıştır.

Faiz indirimine dayalı önyargılı politikalarda ısrar edilmesi, Türkiye ekonomisini tekrar ödemeler krizi eşiğine doğru itmekte ve bankacılık sektöründe varlık kalitesinin artan kura dayalı olarak daha da bozulmasına yol açmaktadır. Son 7 yıllık geçmişte defalarca tecrübe edildiği halde, aynı politika bu kez yeniden denenmektedir.

Türk Lirasının değersizleşmesinin seçmen tercihlerine birebir yansımaya devam etmesi, politika yapıcılarının nihai olarak kendileri ve ulusal ekonomi aleyhine yarattıkları büyük bir paradokstur. Hayat pahalılığı olarak ortaya çıkan kurların yoksullaştırıcı etkilerinin seçmen tercihlerini en fazla yönlendiren faktör olduğu hususunu da artık herkes görüyor ve biliyor. Kur artışlarıyla karşılıksız gelir artışı yaşayanların sayısı, satın alım gücü düşenlerin çok küçük bir alt kümesi olduğu için, mevcut gelişmeler kamu yönetimi açısından umut verecek bir gelişme olmamıştır.

Merkez Bankası'nın faiz indirimine rağmen, piyasa faizleri tam aksi yönde ve kendi patikasında zaten artmaktadır. Politika faizinin en az 300 baz puan artırılarak %21 seviyesine çıkartılması ve eş zamanlı olarak çok katmanlı dönüşüm programlarının titizlikle devreye alınması gerekmekteydi.
 
Merkez Bankası bir önceki ayda yaptığı faiz indirim kararının boşa düşürülmemesi için, iletişim ve politika hatalarına bu kez yine aynen devam etmiş ve araladığı finansal kriz kapısını bu kez yerinden tamamen sökmüştür. Türkiye ekonomisinin otomatik stabilizatörlerinin işlev güçlerinde enerji kaybı oluşmuştur.

FED 'in parasal sıkılaştırmaya gitmesi halinde Türk Lirasındaki erimenin, fiyat artışlarının, satın alma gücü kayıplarının, gelir dağılımındaki bozulmaların ve nihayetinde makro ekonomik direnme gücündeki zayıflamanın daha da hızlanacağına Türkiye ekonomisinin hazırlıklı olması gerekir.




Diğer Haberler
UKRAYNA MERKEZ BANKASI POLİTİKA FAİZİNİ DEĞİŞTİRMEDİ (BEKLENTİ: 8.50%, ÖNCEKİ: 8.50%)
BANKACILIK SEKTÖRÜ TÜKETİCİ KREDİLERİ 737.3 MİLYAR TL (ÖNCEKİ HAFTA: 737.4 YILBAŞI: 675,9 MİLYAR TL)-BDDK
BANKACILIK SEKTÖRÜ BİREYSEL KREDİ KARTLARI 184.5 MİLYAR TL (ÖNCEKİ HAFTA: 185.3 YILBAŞI: 145,1 MİLYAR TL)-BDDK
BANKACILIK SEKTÖRÜ TİCARİ VE DİĞER KREDİLERİ 3 TRİLYON 168.0 MİLYAR TL (ÖNCEKİ HAFTA: 3 TRİLYON 106.1 MİLYAR, YILBAŞI: 2 TRİLYON 754,8 MİLYAR TL)-BDDK
BANKACILIK SEKTÖRÜ TAKİPTEKİ ALACAKLARI 150.3 MİLYAR TL (ÖNCEKİ HAFTA: 149.3 YILBAŞI: 150,0 MİLYAR TL)-BDDK
BANKACILIK SEKTÖRÜ BİLANÇO İÇİ YABANCI PARA POZİSYONU -450.4 MİLYAR TL (ÖNCEKİ HAFTA: -435.9 MİLYAR, YILBAŞI: -426.9 MİLYAR TL)-BDDK
BANKACILIK SEKTÖRÜ TOPLAM MENKUL DEĞERLERİ 1 TRİLYON 219.9 MİLYAR TL (ÖNCEKİ HAFTA: 1 TRİLYON 200.7 MİLYAR, YILBAŞI: 1 TRİLYON 94.5 MİLYAR TL)-BDDK
BANKACILIK SEKTÖRÜ TOPLAM KREDİLERİ 15 EKİM'DE 4 TRİLYON 89.9 MİLYAR TL (ÖNCEKİ HAFTA: 4 TRİLYON 28.9 MİLYAR, YILBAŞI: 3 TRİLYON 544.8 MİLYAR TL)-BDDK
BANKACILIK SEKTÖRÜ BİLANÇO DIŞI YABANCI PARA POZİSYONU 501.3 MİLYAR TL (ÖNCEKİ HAFTA: 486.3 MİLYAR, YILBAŞI: 477.1 MİLYAR TL)-BDDK
BANKACILIK SEKTÖRÜ YABANCI PARA NET GENEL POZİSYONU 50.9 MİLYAR TL (ÖNCEKİ HAFTA: 50.3 MİLYAR, YILBAŞI: 50,2 MİLYAR TL) -BDDK
BANKACILIK SEKTÖRÜ TÜKETİCİ KREDİLERİ VE BİREYSEL KREDİ KARTLARI 921.9 MİLYAR TL (ÖNCEKİ HAFTA: 922.7 YILBAŞI: 821,1 MİLYAR TL)-BDDK
BANKACILIK SİSTEMİ MEVDUATI 4 TRİLYON 246.2 MİLYAR TL (ÖNCEKİ HAFTA: 4 TRİLYON 129.8 MİLYAR, YILBAŞI: 3 TRİLYON 455 MİLYAR TL)-BDDK
PFIZER, BIONTECH: KOVİD-19 AŞISINDA EK DOZUN YÜKSEK ETKİNLİĞİNİ GÖSTEREN 3. FAZ TEST VERİLERİNİ AÇIKLADI
KUVEYT DIŞİŞLERİ BAKANI: ARAP BİRLİĞİ, LİBYA'DAKİ SEÇİMLERİN 24 ARALIK'TA BELİRLENEN ZAMANDA YAPILMASINI DESTEKLİYOR
Facebookta Paylaş