Türk-İş, Hak-İş ve DİSK: Asgari ücret belirlenirken geçim şartları yaklaşımı dikkate alınmalı

Kuruluştan konuya ilişkin yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:

 2021 asgari ücret görüşmeleri Covid-19 salgının tüm dünya ve ülkemizde ağır insani, sosyal ve ekonomik tahribatının yaşandığı bir dönemde başlamaktadır. Küresel salgın, başta işçiler olmak üzere tüm ücretli çalışanların yaşama şartlarını daha da ağırlaştırdı. Ciddi iş ve gelir kayıplarına yol açtı. Nitekim devletin resmi kurumu tarafından açıklanan son büyüme rakamlarında, çalışanların milli gelirden aldıkları payın ciddi oranda gerilediği de görülmektedir. 2021 yılında geçerli olacak asgari ücretin, pandemi koşullarında yaşanan iş ve gelir kaybı dikkate alınarak insan onuruna yaraşır bir geçim ücreti olarak tespit edilmesi ortak düşüncemizdir.

Asgari ücret, işçi ve ailesinin günün ekonomik ve sosyal koşullarına göre insanca yaşamasını mümkün kılacak, insanlık onuruyla bağdaşacak bir ücrettir. Asgari ücret, çalışanların yaşama ve çalışma şartlarının düzenlenmesine yönelik önemli uygulamalardan birisidir. Asgari ücret ve civarında çalışan milyonlarca işçinin olduğu ülkemizde, belirlenecek asgari ücret rakamı sadece asgari ücretli çalışanları değil, işsizlik ödeneği, kısa çalışma ödeneği vb. ödemeleri alan hak sahiplerini de doğrudan etkilemektedir.

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Anayasası’nın girişinde, “işçinin ve ailesinin yalnızca geçimini temin eden ücret, insanca yaşamaya yeterli bir ücret değildir. Halbuki işçinin insanca yaşaması için yeterli ücrete sahip olması gerekir” ifadesine yer verilmiştir.

Üç İşçi Konfederasyonu “insan onuruna yaraşır bir asgari ücret”
belirlenmesi taleplerini bir araya gelerek ortaklaştırmıştır.

Anayasamız devlete “çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alma” görevi vermektedir. Ayrıca, asgari ücretin tespitinde “çalışanların geçim şartları ile ülkenin ekonomik durumu da göz önünde bulundurulur” denilmektedir.

Asgari ücret bir pazarlık ücreti değildir. İşçinin ailesiyle birlikte insanca yaşamasını sağlayacak gelirdir. Asgari ücretin belirlenmesi müzakerelerinde göz önünde tutulması gereken öncelikli husus, çalışanların karşı karşıya bulundukları geçim koşullarıdır. Çalışanlar, yaşanılan ekonomik sıkıntıların nedeni değil mağdurudur ve “ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durum” gerekçesiyle asgari ücretin düşük belirlenmesi kabul edilemez. Türkiye’nin rekabet şartlarını düşük ücret politikasıyla sağlamak doğrultusunda bir anlayışı olmamalıdır.
Ülkemizdeki asgari ücret düzeyi AB üyesi çoğu ülkenin gerisindedir.

Bugün ücretliler üzerinde dayanılmaz boyutlarda vergi yükleri bulunmaktadır. Ücretli çalışanların eline geçen ücret vergi nedeniyle ilerleyen aylarda düşmektedir. Asgari ücret alan işçiler bile yılın son aylarında daha düşük ücret almaktadır. Asgari ücret kadar bir gelirin ücretli çalışanlar için vergi dışı bırakılması yönünde tüm sosyal taraflar arasında görüş birliği oluşmasına rağmen -şimdiye kadar- herhangi bir düzenleme yapılmamıştır. İşverenin sosyal güvenlik primi düşürülmesine rağmen işçilerin sosyal güvenlik primi muhafaza edilmiştir.

İşçi temsilcileri, “insan onuruna yakışır” bir düzeyde asgari ücret belirlenebilmesi için, Komisyon çalışmaları sırasında temel alınması gereken ilkeleri aşağıdaki biçimiyle savunmaktadır:

• Asgari ücretin saptanmasında Anayasa’da yer alan “geçim şartları”
yaklaşımına öncelikle uyulmalıdır. Günün ekonomik ve sosyal koşullarına göre işçinin ve ailesinin insanca yaşamasını mümkün kılacak ve insanlık onuruyla bağdaşacak asgari ücret belirlenmelidir. İçinde yaşadığımız salgın koşullarının yarattığı gelir kaybı ve gider artışları da dikkate alınmalıdır.
• Asgari ücret Asgari Geçim İndirimi (AGİ) hariç ve net olarak
açıklanmalıdır. Bu ücretten yapılacak vergi, sosyal güvenlik vb.
kesintiler net tutarın üzerine ilave edilmeli ve yıl boyunca asgari ücret açıklanan bu net ücretin altına düşmemelidir.
• Ücretlerin asgari ücrete tekabül eden kısmı vergiden muaf olmalıdır.
Ayrıca ücretliler için damga vergisi uygulaması kaldırılmalıdır. Asgari ücret sonrası ilk vergi basamağı için uygulanacak oran yüzde 10 olmalıdır.
• Asgari ücret, herhangi bir ayırım yapılmadan yine ulusal düzeyde tek
olarak ve yıllık belirlenmelidir. İşçilerin arasında nitelik, kıdem, işin mahiyeti gibi ekonomik amaçlı değerlendirmelerin tümünden bağımsız olarak ele alınmalıdır.
• Asgari ücret, ekonomik ölçülerin ötesinde sosyal bir ücret olarak
kabul edilmeli ve bu özelliği temel alınarak belirlenmelidir.
• Devlet çalışanlar arasında ayrım yapmamalı, kamuda geçerli en düşük
aylık tutarını asgari ücret belirlenirken de dikkate almalıdır.

Asgari ücret ile bağlantılı olarak ve günümüz ekonomik koşullarını da dikkate alarak;

• İşverenlere sağlanan sosyal güvenlik prim desteğin benzeri işçilere de
verilmeli ve işçilerin sosyal güvenlik haklarında bir kayıp yaratmayacak şekilde işçi SGK prim payı 5 puan düşürülerek bütçeden karşılanmalıdır.
• Pandemi koşullarında işsizlik sigortasından işçilere yapılan
ödemelerin (kısa çalışma ödeneği, nakdi gelir desteği ve işsizlik
sigortası) alt sınırı asgari ücret olmalıdır. Pandemide iş ve gelir kaybı olan işçilere asgari ücret düzeyinden az olmayan bir nakdi gelir desteği verilmelidir. Bu destek kayıtsız çalışan işçiler için bütçeden karşılanmalıdır.
• “Sosyal Devlet” ilkesi gereği “aile yardımı” çalışmayan eş için
uygulamaya konulmalıdır.
• Sendikal örgütlenmenin olduğu işyerleri için asgari ücret teşviki
uygulanmalıdır.

Konfederasyonlarımız, ortak çalışma ilkelerine uygun olarak, ortaya çıkan görüşleri paylaşmaya devam edeceklerdir.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.


Ergün ATALAY Mahmut ARSLAN Arzu ÇERKEZOĞLU
TÜRK-İŞ Genel Başkanı HAK-İŞ Genel Başkanı DİSK Genel Başkanı
  



Diğer Haberler
İNGİLTERE/SHARMA: ZOR BİR AŞAMADAYIZ
İNGİLTERE/SHARMA: ANLAŞMANIN SADECE AB'NİN BİZİM BAĞIMSIZ OLDUĞUMUZU KABUL ETMESİ DURUMUNDA YAPABİLECEĞİMİZİ HER ZAMAN SÖYLEDİK
İNGİLTERE/SHARMA: KRİTİK BİR AŞAMADAYIZ
ALMANYA SAĞLIK BAKANI: YÜKSEK VAKA SAYILARININ GÖRÜLDÜĞÜ YERLERDE EK ÖNLEMLERE İHTİYAÇ VAR
TEMEL MAL ENFLASYONUNDAKİ ARTIŞTA, BAŞTA OTOMOBİL OLMAK ÜZERE, DAYANIKLI TÜKETİM MALLARI ÖNE ÇIKTI- TCMB
BU GELİŞMEDE GÜÇLÜ KREDİ İVMESİNİN GECİKMELİ ETKİLERİNE BAĞLI TALEP YÖNLÜ UNSURLAR VE TÜRK LİRASINDAKİ DEĞER KAYBININ GECİKMELİ YANSIMALARI GÖZLENMİŞTİR- TCMB
Merkez Bankası'nca açıklanan rezerv verilerine göre bugün piyasa 29359,2 milyon TL ekside
Merkez Bankası'nca açıklanan verilere göre bankaların serbest depoları toplamı 33871,5 milyon TL
ENFLASYONDAKİ YÜKSELİŞİN TEMEL SÜRÜKLEYİCİSİ GIDA VE TEMEL MAL GRUPLARI OLMUŞTUR- TCMB
HİZMET VE ENERJİ GRUPLARI YILLIK ENFLASYONLARINDAKİ ARTIŞ İSE DAHA SINIRLI KALMIŞTIR- TCMB
Facebookta Paylaş