Türkiye, Enflasyon seviyesi lira tasarruf eğilimlerini zorlaştırıyor (Tera Yatırım )

https://terayatirim.com/arastirma/teradan-notlar/030120220956
 
Türkiye: Enflasyon seviyesi lira tasarruf eğilimlerini zorlaştırıyor…
 
Türkiye’de 2021 yılsonu enflasyonu %36,1 ile tahminlerin üzerinde gerçekleşerek, hem resmi Merkez Bankası hedeflerinin çok üzerinde gerçekleşti, hem de 2002’den sonraki en yüksek seviyeleri yenden deneyimledi. Ne var ki, şu anda uygulanan ekonomi politikalarının enflasyona cevap verecek nitelikte olmaması ve döviz kurları ile güncel bazı farklı fiyat faktörlerinin enflasyonu daha yukarı göndereceğini düşünüyoruz. Yeni yıl ile beraber liranın sürekli zayıflamasından gelen geçiş etkisinin sürmesini öngörmekle birlikte, aynı zamanda başta yüksek asgari ücret artışı, kamu hizmetlerindeki (başta elektrik, doğalgaz) yapılan zamların yayılım etkisi gibi unsurlarla yüksek enflasyonist baskı bekliyoruz. Dolayısıyla 19 yılın en yüksek enflasyonunda henüz tepeyi görmüş değiliz.
 
Aslında beklentilerin üzerinde dedik, ancak gerçekleşen enflasyon medyan beklentinin üzerindedir. Tahmin aralığındaki açıklık, aslında dönemsel %13,6 olan enflasyonun bir sürpriz olmadığını gösteriyor. Özellikle Aralık ayındaki yüksek gerçekleşmede çok güçlü bir kur etkisi gözlemliyoruz. Diğer fiyat oynaklıkları faktörleri de (arz eksikliği, global fiyat baskıları, yönetilen/yönlendirilen fiyatlar etkisi) de etkili olmakla birlikte, aslında kur dışı fiyat bileşenlerinin de çok yoğun şekilde kurdan dolaylı etkilendiğini düşünecek olursak, en önemli faktör olarak döviz kurlarındaki artış olgusunu öne çıkarıyoruz. Böylece enflasyon çok yüksek bir rakama sıçramış oldu, ki mevcut dinamiklerin aynen devamı şeklinde enflasyon kırılımlarının eğilimi daha yüksek oranları önümüzdeki aylarda ortaya çıkaracaktır.
 
Enflasyonun alt kalemlerine bakacak olursak; ana harcama gruplarının tamamında artış gözlenmektedir. Enflasyondaki artış geniş tabanlı ve çoğu bileşeni kapsıyor. Gıda önemli bir faktör olarak öne çıkıyor. Onun ötesinde, çekirdek enflasyon rakamları da özellikle kurun etkisini daha net gördüğümüz bir tablo ortaya çıkarmaktadır Enerji, işlenmemiş gıda, alkollü içecekler, tütün ve altını hariç tutan B göstergesi, Kasım ayındaki %19,8'den %35'e yükseldi. Genel olarak yükseliş oranları çok güçlü ve geçerli dinamikler yukarı katmanlı fiyat baskısının geçerli olmaya devam etmesine neden olacaktır. Manşet enflasyondan daha yüksek artış gösteren kalemler olarak ulaştırma %28,49, ev eşyası %16,54, gıda ve alkolsüz içecekler %15,99, çeşitli mal ve hizmetler %13,71 ile öne çıkmaktadır. Gıda ve enerji gibi değişken kalemlerin hariç bırakıldığı daha dar kapsamlı C göstergesi de Aralık’ta %31,88 seviyesine çıkarak temel mal ve hizmetlerde de özellikle kur kaynaklı maliyet baskısının yansımalarını içermektedir.
 
Enflasyondaki artış genele yayılan bir durumda. Merkez Bankası’nın orta vadeli hedefi %5’in 6 kat, Ekim ayındaki Enflasyon Raporu tahmini %18,4’ün ise 2 kat yukarısında 2021 yılı kapanmış oldu. Merkez Bankası herhangi bir faiz artırımı ile cevap vermediği için, Türkiye’nin reel faiz oranı da önümüzdeki aylarda standardın bir hayli dışında bir seviyede, derin negatif bölgede kalmayı sürdürecektir. Reel faiz oranı (bir haftalık repo oranı eksi enflasyon) şu anda -22,1% seviyesinde ve diğer gelişmekte olan ülkelerden açık ara geride. Tüm dünyanın enflasyonla mücadele ve sıkılaşan finansal koşullara uyum aşamasında faiz artırdığı bir noktada bir herhangi bir perspektif değişikliği olmadan bu durumun kendiliğinden normale dönmesini beklemeyiz. Enflasyonun ilerleyen aylarda katmanlanması, lira cinsi tasarruf tutmayı çok zorlaştıran negatif reel getirilerin daha da derinleşmesine neden olabilir.
 
 
Türkiye ve emsal gelişmekte olan ülkelerin reel faiz oranları… Kaynak: Bloomberg, TÜİK
 
Cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan, yeni ekonomi perspektifinde faiz oranlarının düşük tutulmasıyla sanayide büyüme odaklı bir model benimsemek istemekte ve yüksek faizle ekonomiye akan kısa vadeli nakit etkisini ideal görmemektedir. Bu kapsamda, yüksek borçlanma maliyetlerini firmalar açısından yatırım ve istihdam eğilimlerini sınırlayıcı, faiz maliyetlerinin fiyatlara yansıması üzerinden enflasyonist ve genel ekonomik büyüme için de daraltıcı olarak nitelendirmektedir. Bu nedenle; bizim gelecek aylarda gerek yeni ekonomi perspektifi, gerekse de Merkez Bankası’nın güncel yönlendirmesi çerçevesinde herhangi bir politika sıkılaşması beklentimiz bulunmamaktadır. Buna karşılık, fiyatlardaki geçişkenliğin katsayısının giderek artmasıyla beraber oluşan ciddi istikrarsızlık, zorlayıcı etkenlerin de çoğalmasına neden olmaktadır.
 
Son birkaç aydaki yüksek fiyat artışları, aslında maliyet faktörlerini de güncellemektedir. Son artışlarla beraber, ÜFE %79,9 seviyesine yükseldi ve TÜFE ile aradaki marjı 2 katın üzerinde tuttu. Bu durum, özellikle kurun 12-13 seviyelerine yükseldiği dönemlerdeki geçmemiş geçişkenliğin daha hızlı şekilde fiyatlar tarafında emilmesine ve yansıyacak yeni maliyet faktörlerine dikkat çekmektedir. Asgari ücrette %50'lik artış ve hizmet maliyetlerinde keskin yükseliş, fiyat baskılarını daha da artıracaktır. Özellikle üretimde elektrik ve doğalgaz bileşenlerini kullanan sanayi şirketleri, bu maliyetleri fiyatlarına yansıtacaklar ve genel bir yayılım etkisine sebep olacaklardır. Reel ücretlerdeki artışın da artan işletme maliyetleri üzerinden satılan mal ve hizmet fiyatlarına yansımasını göreceğiz. Bu, önümüzdeki 3 aylık süreçte dönemsel fiyat artışlarını yüksek göreceğimiz ve enflasyonun mevcut bantların daha üzerinde seyretmesine neden olunacağını göstermektedir. Enflasyon beklentilerinin de buna bağlı olarak bozulmaya devam etmesi ve önceki tahminlere göre 6-7 puanlık bir yükseliş göstermesini bekleriz.
 
Lira, Aralık ayının sonlarında Cumhurbaşkanı Sn. Erdoğan’ın Türk Lirası Teşvik Paketi'ni açıklamasından sonra önemli bir değer kaybını geri aldı. 25 Kasım - 20 Aralık arasında ise (TÜİK’in son fiyat toplama tarihi ve liranın yeniden değer kazanmaya başladığı tarih arası) %26,9 oranında değer kaybetmişti. TÜİK, farklı kalemler için farklı frekanslarda (gıdada haftada bir, diğer ürünlerde ayda iki ve tütün, altın ve benzin için günlük) fiyat derlemesi yapmaktadır. ÜFE için ise sanayi kapsamında yer alan maddelerin her ayın 5., 15. ve 25. günlerindeki fiyatları derlenmektedir. Ham petrol ve doğal gaz ve elektrik, gaz üretim ve dağıtımı sektörleri için bir ay gecikmeli olarak ağırlıklı ortalama fiyatlar derlenmektedir. Bu metodoloji bilgisini şunun için veriyoruz: Güncel olan birçok fiyat ve maliyet değişimi resmi oranların içine tam olarak girmemiştir. Döviz kurunun 20 Aralık’tan sonraki gerilemesinin ise gıda gibi kalemlerde kısmi indirim dışında bir etkisi olmadığı gibi; yeni yıldaki doğalgaz ve elektrik zamlarının direkt ve dolaylı etkilerinin bu eğilimi tersine çevirdiğini ve Ocak 2022 TÜFE’sinde yılbaşındaki doğal fiyat artışlarının üzerine ekstra koyacağını değerlendiriyoruz.
 
Şimdi işin Merkez Bankası perspektifine bakacak olursak; son politika toplantısında da 100 baz puan şeklinde devam edilen indirimlerle beraber Eylül ayından itibaren toplamda 500 baz puan kesinti yapıldı ve politika faizi %14’e kadar indirildi. Çok uzun bir süre enflasyonda geçicilik olgusuna bağlı kalınırken, küresel para politikası trendlerinde bu savın bir geçerliliğinin kalmadığı anlaşılmıştır. Nitekim Fed başta olmak üzere, gelişmiş ülkelerin merkez bankalarında destekleyici parasal duruşun azaltılmasına yönelik aksiyonlar başlamıştır. Bunun temel motivasyonu ise, enflasyonun etkilerinden korunmaktır. Hatırlanacağı gibi; Merkez Bankası son faiz indirimi dilimini gerçekleştirdikten sonra “enflasyonda arzi faktörlerden kaynaklanan geçicilik unsurunun ve para politikası kontrol alanı dışındaki etkenlerin ima ettiği alanın” tamamının değerlendirildiğini belirtmişti. 1Ç22 döneminde ise güncel faktörler çerçevesinde bir değerlendirme yapılacağı anlaşılmaktadır. Gerek Merkez Bankası’nın rehberliği, gerekse de Sn. Erdoğan ile Hazine ve Maliye Bakanı Sn. Nureddin Nebati’nin açıklamaları Türkiye’nin düşük borçlanma maliyetlerine yönelik yaklaşımıyla uyumlu politikalar izleneceğini göstermektedir. Bu noktada, liranın istikrarına yönelik önlemlerin de yardımcı araçlar, kur korumalı mevduat ürünü ve enflasyona endeksli tahvil gibi finansal enstrümanlar ile kısa vadede sağlanmasına çalışılmakta, geniş vadede ise ihracat ve yatırım tabanlı bir ekonomik model inşa edilmesi amaçlanmaktadır. 20 Ocak toplantısında Merkez Bankası’nın enflasyona karşı bir faiz artışı cevabı vermesini beklemiyoruz.



 Tera Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
  www.terayatirim.com
                                 
                                  ***
                               Yasal Uyarı
 
  Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.



Diğer Haberler
İSRAİL SAĞLIK BAKANLIĞI: ABD, İNGİLTERE, BAE, ETİYOPYA, TANZANYA, MEKSİKA İSVİÇRE VE TÜRKİYE İÇİN YÜKSEK KOVİD RİSK TANIMINDA DEĞİŞİKLİK YOK
İSRAİL SAĞLIK BAKANLIĞI GÜNEY AFRİKA, NİJERYA, İSPANYA, PORTEKİZ, FRANSA VE KANADA İÇİN KOVİD RİSKİNİN DÜŞÜRÜLMESİNİ TAVSİYE ETTİ
OPEC+ ÜLKELERİNİN, ŞUBAT AYINDA PLANLANAN 400.000 VARİL/GÜN ARTIŞLA YOLA DEVAM ETMESİ BEKLENİYOR-KAYNAKLAR
Aralık ayında dış ticaret açığı 6.64 milyar dolar - Ticaret Bakanlığı
Aralık ayında geçen yılın aynı ayına göre; İhracat, % 24,88 artarak 22 milyar 274 milyon dolar, İthalat, % 29,15 artarak 28 milyar 912 milyon dolar - Ticaret Bakanlığı
Aralık ayında geçen yılın aynı ayına göre; İhracat, % 24,88 artarak 22 milyar 274 milyon dolar, İthalat, % 29,15 artarak 28 milyar 912 milyon dolar - Ticaret Bakanlığı
Facebookta Paylaş