Türkiye’nin Suudi Arabistan’a ihracatı Mayıs’ta %50’nin üzerinde, Haziran’da %30, Temmuz’da ise %21 arttı


Ege İhracatçı Birlikleri’nin düzenlediği “Koronavirüs’ün hedef pazarlarımızdaki seyri” webinar serisinin on birinci ayağında Cidde Ticaret Ateşesi Hıfzı Oğuz Korkmaz pandemi sonrası Suudi Arabistan’ın dış ticaretindeki gelişmelerle ilgili sunum yaptı, ihracatçıların sorularını yanıtladı.

Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyemiz Melih İşliel de Suudi Arabistan pazarı hakkında bilgi verdi.

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Suudi Arabistan’ın dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olduğunu ve kullanmakta olduğu birçok ürünü ithal ettiğini söyledi.

“Türkiye’nin Orta Doğu ve Körfez ülkeleri içindeki en stratejik pazarlarından biri. Suudi Arabistan toplam ihracatımızdan yüzde 2 pay alıyor. En fazla ihracat yaptığımız 15’inci ülke. 3,3 milyar dolar ihracatımız 3 milyar dolar ithalatımızla 6 milyar doların üzerinde dengeli ilerleyen ticaret hacmimiz var. Ülkelerimiz arasında birçok alanda işbirliği imkanı mevcut. İhracatımızın sektörel dağılımı yüzde 80 sanayi yüzde 20 gıda şeklinde. Ocak-Temmuz döneminde 27 kalemin 8’inde ihracatımız arttı. İlk 7 ayda artış kaydeden kalemler; hububat, bakliyat ve yağlı tohumlar, demir ve demir dışı metaller, madencilik ürünleri, iklimlendirme sanayi, tütün, meyve ve sebze mamulleri, zeytin ve zeytinyağı, fındık ve mamulleri.”

Türkiye’nin Suudi Arabistan’a ihracatında artış trendinin hakim olduğunu söyleyen Eskinazi, “Geçen seneye göre ihracatımız Mayıs’ta yüzde 50’nin üzerinde, Haziran’da yüzde 30, Temmuz’da ise yüzde 21 arttı. İlk 7 ayda Suudi Arabistan’a 1 milyar 950 milyon dolarlık, Temmuz’da ise 258 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdik. Birliğimizden Ocak-Temmuz döneminde yapılan ihracatımızda yüzde 5’lik artışla 144 milyon dolar rakamına ulaştık. Temmuz ayında da yüzde 31 artışla 25 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdik. Birliğimizin ihracatında öne çıkan sektörlerimiz; tütün, su ürünleri ve hayvancılık mamulleri, çelik, hububat bakliyat ve yağlı tohumlar, maden, kimyevi maddeler, yaş meyve sebze, zeytin ve zeytinyağı.” dedi.

Eskinazi, koronavirüs etkisiyle ülkenin bütçesinin yüzde 70’ini oluşturan ana gelir kaynağı petrol fiyatlarında yaşanan düşüşün ve siyasi olayların ikili ticarete sirayet etmemesi için ihracatçıların önlem almasının taraftarı.

“Suudi Arabistan'a ihracat yapan, ülkede faaliyet gösteren firmalarımızı hedef alan uygulamalarda artış olduğuna, gümrük işlemlerinin yavaşlatılmasına kadar geniş bir alanda ticaretimizi etkileyecek gelişmelerin yaşandığına dair geri bildirimler alıyoruz. Bozulma riski yüksek olan gıda ürünlerimiz özellikle yaş meyve sebze ihracatı bu durumdan en çok etkilenen sektörlerden biri. Yaş meyve sebze ihracatında yıl genelinde yüzde 42, Temmuz’da yüzde 51 daralma yaşandı. Suudi Arabistan ile 2019’da ilişkilerimiz çok iyi olmamasına rağmen en fazla ihracat yaptığımız 20 ülke içinde ihracatımızı en fazla artırdığımız ülke oldu.Gümrüklerdeki çeşitli bekletmelere, problemlere rağmen ihracatımız yüzde 25 arttı. Pandemiyle birlikte bütün ülkelerde yerli üretimi koruma algısı ön planda. Bu yüzden gümrük artışları uygulanıyor. İhracatçılarımız buna göre pozisyon almalı ve her türlü senaryoya hazırlıklı olmalı.”

Suudi Arabistan pazarı için tavsiyeler şu şekilde;

-Suudi Arabistan ekonomisi dünyanın en büyük ekonomilerinden biri. Bu yıl G20’ye ev sahipliği yapıyor. Satın alma gücü paritesine göre dünyada 17’inci sırada, cari fiyatlarla GYSH sıralamasına göre 18’inci sırada. Bölgenin en büyük ekonomisi. Körfez İşbirliği Konseyi üyesi ülkeler arasında yaklaşık üretimin yüzde 50’lik kısmını sağlıyor. 34 milyonluk nüfusuyla bölgenin en büyük ülkesi.

-Bütçe gelirlerinin yüzde 65’i üretimin yüzde 35’i ihracat gelirlerinin yüzde 80’i petrol kaynaklarından sağlanıyor. Petrol fiyatlarındaki değişiklikler ülke ekonomisini doğrudan etkiliyor. Bu yüzden ülke ekonomisi 40 milyar dolar bütçe açığı verdi. Yılbaşında toplanan OPEC ülkeleri, Rusya ile petrol üretimi konusunda yaşanan anlaşmazlık yüzünden üretim kısıtlamasına gidilememesi, pandemi ve dünyadaki daralan talepler yüzünden petrol fiyatları 14 dolarlara kadar geriledi. Yıl genelinde 40 dolarlar düzeyinde seyredeceği öngörülüyor.

-Yüzde 5 seviyesindeki KDV yüzde 15’e yükseldi. Gümrük vergi oranlarında artışlar yapıldı. Sektörleri korumak adına ilave gümrük vergileri getirildi.

-Bu sene hac ve umre organizasyonları gerçekleştirilemedi. 2019’da 2,5 milyon kişi hac, 19 milyon kişi umre ibadetini gerçekleştirdi. Yüzde 75’i yurtdışından gelen hacılardan oluşuyordu. Umre’de de yüzde 40’ını yurtdışından gelenler oluşturuyor. Hac ve umre GYSİH’e yüzde 7 oranında katkı sağlıyor. Hac ve umre sektörleri öncü sektörler arasında. Otelcilik, gıda, tekstil, inşaat, iletişim, hediyelik eşya gibi birçok sektörü beraberinde taşıyor. Ülke ithalata bağlı olduğu için bu sektörün kapanması diğer sektörlerde gerilemelere yol açıyor.

-Bölgenin en büyük müteahhitlik sektörü Suudi Arabistan’da. Müteahhitlik sektöründe yılbaşında 55 milyar dolar seviyesinde yatırım bekleniyordu. Bu bütçenin yüzde 20 yada yüzde 40 oranında daralması bekleniyor. İnşaat sektörü birçok sektörü sırtında taşıdığı için ithalatı da olumsuz etkiliyor. Suudi Arabistan KİK ülkeleri arasında 2020 itibarıyla toplam müteahhitlik projelerinin yüzde 38’ini üstlenecek.

-Güçlü yanlar; Dünyanın en büyük petrol ihracatçısı. Petrole bağlı olarak döviz gelirlerini artırdı. Sabit döviz kur rejimi uygulanıyor. Bu da kurda istikrarın olduğunun göstergesi. Bölgenin en büyük ekonomisi ve nüfusun en yoğun olduğu yer. Batı ile özellikle ABD ve İngiltere ile ciddi ilişkileri var. Teknolojik alt yapısını bu ülkelerden transfer ediyor. Bankacılık sektöründen sigortacılık sektörüne kadar bir çok alanda teknolojik alt yapı sağlam.

-Zayıf yanları; Petrole bağımlı bir ülke. Petrol gelirlerindeki düşüşler ekonomiyi etkiliyor. Yüksek yatırım maliyetleri mevcut. Alışık olduğumuz iş yapma kültürü yok. Sabırlı olunması gerekiyor.
-Fırsatlar; Vizyon 2030 projesi var. Petrole bağımlılığı azaltmak adına ekonominin çeşitlendirilmesi hedefleniyor. Turizm, sağlık, eğitim, teknoloji yatırımlarının yapılması bekleniyor. Ülkenin bu projeyle dışa açılma, daha dışarıya açık bir ülke olma hedefi var.

-Türk malı algısı yüksek seviyede. Politik ve ikili ilişkilerde olumlu seyretmeyen bir havayla karşılaşsak da Türk malı diğer menşeili ülkelere göre daha çok tercih ediliyor.

-Tehditler; petrol fiyatlarındaki düşüşler, bütçe açıkları, ikili ilişkiler, pandemi, ekonomik durum. Yılbaşında 70 dolarlar seviyesinde seyreden petrolün varil fiyatı şuan 40 dolarlar seviyesinde. Ekonomi yeni yeni toparlanıyor. Ülke ekonomisinin daralmasına, ithalatın etkilenmesine neden oluyor.

-Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) üyesi ülkesi. Bu ülkeler arasında Gümrük Birliği anlaşması var. Diğer ülkelere sıfır, üçüncü ülkelere de ortak gümrük vergisi uygulanıyor. KİK ülkeleri arasında gümrük vergisi bulunmuyor. KİK’in Singapur ile EFTA ve STA’sı var. Gümrük tarife oranları yüzde 5 olup, ülke içinde üretilen ürünlerde bu oranlar yüzde 25’i buluyor.

-20 Haziran 2020 itibariyle 57 fasılda 2000 üzeri üründe ilave gümrük vergisi getirildi. Gıda sağlık ilaç kozmetik ürünlerinin ithalat süreçleri ekstra onay ve işleme tabi tutuluyor. Her kesim için helal belgesi ibrazı beyaz ve kırmızı beyaz ette zorunlu.

-2019 itibariyle 400 milyar dolar dış ticaret hacmi söz konusu. Petrol fiyatlarıyla ihraç gelirleri paralel ilerliyor. Ülke ekonomisi büyük ölçüde ithalata bağımlı olduğu için ithalat rakamları petrol fiyatlarındaki büyüme küçülmeden etkilenmiyor.

-2019’da 144 milyar dolar ithalatı var. En fazla ithalatını Çin, ABD, Birleşik Arap Emirlikleri, Almanya, Japonya’dan yapıyor. İhracatını ise en fazla Çin, Birleşik Arap Emirlikleri, Hindistan, Singapur ve Türkiye’ye yapıyor. Bu açıdan Türkiye önemli ticari partneri.

-İthal ettiği ürünler; cep telefonu binek otomobili, hafif yağlar ve müstahzarları, ilaçlar, hava araçları ve aksam parçaları, işlenmemiş altın, fener gemileri, yangın söndürme gemileri, yüzer vinçler, yüzer havuzlar, ses-görüntü/ diğer bilgileri almaya çevirmeye vermeye yeniden oluşturmaya mahsus makinalar, su taşıtları. İhraç ettiği ürünler ise petrol-petrokimya ürünleri.

-2019’da Suudi Arabistan’a ihracatımız yüzde 25 artış, ithalatımız yüzde 10,4 azalış kaydetti. 2019’da ihracatımız 3,3 milyar dolar. En fazla ihracat yaptığımız 15. ülke. 2020 Ocak-Haziran’da ihracatımız yüzde 18,8 ithalatımız yüzde 22,7 azaldı. İlk yarıda Mart Nisan aylarında ekonomi tamamıyla kapalıydı. Durum böyle olunca tüm dünyada olduğu gibi ithalatta daralma geldi. Haziran’da yüzde 30 un üzerinde ihracat artışı gerçekleştirdik.

-2020 Temmuz ayında Türkiye’nin genel ihracatı yüzde 5,8 daralırken Suudi Arabistan’a ihracatımız yüzde 5 oranında azalış gösterdi. Son hafta bayram haftasıydı. Suudi Arabistan’ın bir hafta bayrama erken girmesi ve eksik iş günlerini de hesaba katarsak daralma normal. Bayram tatili ve iş günlerini telafi etsek artıda kapatırdık.

- Gümrüklerde karşılaşılan sorunlar, Türkiye’den gönderilen ürünlere ambargo uygulanıp uygulanmayacağı konusundaki tereddütler hakim. Sahadaki haberler Suud makamlarınca yalanlandı. Suudi Arabistan’daki en üst seviyedeki resmi makamlarla görüşmeler neticesinde alınan yanıt bu tarz haberlere itibar edilmemesi ve Türkiye’nin Suudi Arabistan için önemli bir ticari partner olduğu yönünde. Suud makamlarınca her türlü işbirliğine hazırız mesajı da verildi ve kesinlikle bir ambargo uygulanmayacağı resmi olarak bir önlemin alınmayacağı konusunda taahhütler de alındı. İhracatımızın yasaklanması ya da ambargo gibi bir durumun olması söz konusu değil.

-Gümrüklerdeki bekleme hususu yeni bir durum değil. 2019 yılının ikinci çeyreğinden beri ülkemiz menşeili ürünlerin gümrüklerde diğer ülke menşeili ürünlere göre daha çok bekletildiğini görüyoruz. Bazen 3 haftayı buluyor. İhracatçılarımız pozisyonlarını almalı ve tedarikçilerin bilgilendirilmesi önemli. Ürünlerin gümrüklerden çıkamaması tedarik zincirinin bozulmasına yol açabiliyor. Gerekli stok yönetiminin yapılması konusunda bilgilendirme yapılmalı. İhracat yapmayı düşünen yeni yapan ihracatçılarımız bunu göz önünde bulundurmalı.

-Pandemiyle beraber ithalata dayalı bir ekonomi olduğu için tedarik süreçlerinin sürdürülebilir kılınması adına gümrüklerde hızlandırılmalara gidildi. Ürünlerimiz 1 hafta içerisinde çıktı. Ancak Haziran ve Temmuz ayından itibaren yine aynı rutine döndü.

-SABER sistemi; İthalattan ihracatçıya kadar tüm zincirin kayda alındığı, ürünlerin gümrükten çekilme sürecini hızlandıran elektronik ürün kayıt sistemi. 2019’dan itibaren yürürlüğe girdi. Tüm ürünlerin kayıt altına alınması hedefleniyor. Listeler sürekli güncelleniyor. İhracatçılar takip etmeli. SABER uygulaması tüm ülkeleri kapsıyor. Gerekli belgeler alınmazsa kayıt yapılmazsa ürünler gümrükten çıkamıyor. Süreçlerin verimli kullanılması noktasında bürokrasiyi azaltacak çeşitli kolaylıklar sağlıyor.

-Suudi Arabistan’daki Standartlar Enstitüsü (SASO) kurumu ürünlerin standartlara uygunluğunu belirliyor. Türk Standartları Enstitüsü ve diğer akredite kuruluşlar tarafından belgeler veriliyor. Bu belgeler olmadığında ürünler ülkeye sokulmuyor.

-SFDA, Suudi Arabistan’ın gıda ve ilaç idaresi. Gıda, ilaç ve kozmetik ürünlerinde ülkeye yapılan ihracatlarda SFDA’in onayı gerekiyor. İhracatçı firmanın kendisi ya da yerel tedarikçisi kanalıyla belgeye başvurulabilir. Yerel tedarikçiyle alınan belgenin tedarikçiyi değiştirdiğiniz durumda süreç yeniden başlıyor. Ancak ihracatçının kendisi aldığında böyle bir sorun olmuyor. SFDA belgesi zaman zaman tarife dışı engel olabiliyor. Örneğin balık ürünlerinin ihracatında.

-Yumurta ihracatı için SFDA’in onayı gerekiyor. Balık ürünlerinde olduğu gibi izin bekleniyor. Henüz izin gelmedi. Ülke özelinde yumurta üretimi yeterli olmadığı söyleniyor. Ancak sofralık yumurtada ciddi manada üretim var. Bu senenin başında bazı üretim tesislerinde hastalıklar meydana geldiği için talep yoğundu. Yumurta ihracatında SFDA belgesi olmamasına rağmen iç pazardaki talep nedeniyle Nisan ve Mayıs’ta ciddi ihracat gerçekleştirildi. İç piyasadaki daralmadan ötürü izin verildi.

-İş çevreleri tarafından dikkat edilmesi gereken hususlardan diğerleri ise; tüm dünyada yerlileşme, yerelleşme kavramları öne çıktı. Yabancı yatırımcıların Suudi Arabistan’a çekilmesi konusunda ciddi kolaylıklar sağlanıyor. Vizyon 2030 projesi kapsamında yabancı yatırımlar teşvik ediliyor ve yerelleşme hakim. Yerli üretimi korumak noktasında gümrük artışı buna bağlanabilir.

-Yabancı yatırımın zor olduğu bir ülkede yerel iş ortaklıkları uzun vadede ciddi anlamda kapılar açıyor. Yerel ortaklarımızı seçmekte fayda var. Ülke ithalata bağımlı olduğu için stok yönetimini kontrol etme noktasında ihracatçılarımızın çalışmalar yapmasında fayda var. Artık sıfır stoklu zinciri geride bıraktığımızı düşünüyoruz. Ambalaj ve paketleme çok önemli. Doğal ve organik ürünler çok revaçta.

-Pandeminin yoğun olduğu dönemde ihracat yapılmasına rağmen tedarikçilerin üstlerine düşeni yapmadığına dair geri bildirimler alınıyor. Bu süreçte her türlü senaryoya hazırlıklı olunmalı. Güven olsa dahi sözleşmeli bir şekilde ihracat yapılmalı.

-Türk menşeili ürünlere gümrüklerde ciddi bir muamele yapılıyor. Lisans ve belgelere ihracatçılarımız dikkat etmeli. Kişisel ilişkilerle bazı hususlar göz ardı edilip çeşitli kolaylıklar sağlanabiliyordu ama şuan ürünlerimiz ciddi bir süreçten geçiyor. Gerekli lisans belgeleriniz alınmışsa ürünlerin çıkmaması gibi bir durum yok. İthalatta istenen belgeler takip edilmeli.

-Sosyal medya kullanımı çok yoğun. Nüfusun yüzde 90’ı internet 70’i sosyal medya kullanıcısı. Ürünleri pazarlamada dijital kanallar değerlendirilmeli. Ülkenin yüzde 74’ü Youtube, yüzde 62’si Facebook, yüzde 60’ı Instagram kullanıyor.

-E-ticaret satışlarının 2020’de yüzde 23 artarak 6,1 milyar dolara yükselmesi öngörülüyor. Pandemiyle birlikte bu hacim artmış olabilir. 2020-2024 döneminde satışların yıllık yüzde 7,1 artması tahmin ediliyor. Elektronik yüzde 33, moda yüzde 31, gıda ve kişisel bakım yüzde 21, oyuncak yüzde 10, mobilya yüzde 5’lik pazar payına sahip. 2020 yılında 21 milyon kullanıcının olacağı öngörülüyor. Pandemiyle birlikte fuarlar artık yapılamıyor. 10 bin civarında fuar iptal edildi. Yıl sonuna doğru hepsi iptal edilecek. Sanal fuar organize edilebilir. Bu trendin giderek artacağını öngörülüyor.

-Süt ve süt ürünleri Türkiye’ye uygulanan özel bir muamele yok. Tüm dünyaya uygulanıyor. İlave evrak, rapor, belge istenmiyor.
 



Diğer Haberler
Facebookta Paylaş