Varank: Doğrudan Yabancı Yatırım Stratejisi’ 2021’in başında kamuoyu ile paylaşılacak

Uluslararası Yatırımcılar Derneği’nin (YASED) SOCAR Türkiye’nin ana sponsorluğunda SAP, Boeing, Fiat, Kale Grubu, OYAK Renault Otomobil Fabrikaları ve PepsiCo’nun sponsorluğunda düzenlediği Uluslararası Yatırım Zirvesi önemli açıklamalar ile devam ediyor. Uluslararası yatırımların gelecek dönemdeki seyrine dair güçlü öngörülerin paylaşıldığı Zirve cuma günü sona erecek.

Zirve’nin ilk günü YASED Başkanı Ayşem Sargın moderatörlüğünde düzenlenen açılış panelinde konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ile birlikte yüksek katmadeğerli yatırımları çekmek için Türkiye’nin ilk ulusal ‘Doğrudan Yabancı Yatırım Stratejisi’ni hazırladıklarını söyledi. Hazırlıkların Aralık ayı içinde tamamlanmasını hedeflediklerini belirten Varank, stratejinin 2021’in başında kamuoyu ile paylaşmayı planladıklarını anlattı.

Panelde konuşan Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan ise Türkiye’nin dinamik ekonomisi, dijital dönüşüme hazır altyapısı, tüketim merkezlerine yakınlığı, enerji koridorlarının üstünde olması gibi özelliklerinin uluslararası doğrudan yatırımlar açısından bir çekim merkezi olmasını sağladığını söyledi. Pekcan Avrupa Birliği’nin sanayinin dönüşümü için ortaya koyduğu ‘Yeşil Mutabakat’ (Green Deal) alanında uluslararası doğrudan yatırımlara ihtiyacı olduğunu anlattı.

Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan da, pandemi döneminde şirketler açısından iki önemli konunun olduğuna işaret ederek, “İlki küresel değer zincirlerinde başlayan dönüşüm. Pandemi ile birlikte çok uluslu şirketler üretimde tek bir tedarikçiye bağlı kalmanın dezavantajlarını bizzat yaşayıp, acı bir şekilde tecrübe ettiler. İkinci nokta ise hem tüketim hem de yatırım cephesinde ertelenmiş bir talep olduğu gerçeğidir. Böylesine bir konjonktürde Türkiye kendilerine yeni ve güvenilir limanlar arayan yatırımcılar için çok cazip imkanlar sunuyor” dedi.

Uluslararası şirketlerin Türkiye’deki verimliliğini ve ülkenin yatırım cazibesini artırmak için 1980 yılında kurulan Uluslararası Yatırımcılar Derneği’nin (YASED) düzenlediği Uluslararası Yatırım Zirvesi önemli açıklamalar ile devam ediyor. Türkiye’ye gelen doğrudan uluslararası yatırımların yüzde 85’ini temsil eden, 30 ülkeden ve 15 sektörden gelen üyeleri olan YASED, 40’ıncı yılında dünyanın önde gelen uluslararası yatırımcılarını ilk defa düzenlediği Uluslararası Yatırım Zirvesi’nde bir araya getirdi. SOCAR Türkiye’nin ana sponsorluğunda SAP, Boeing, Fiat, Kale Grubu, OYAK Renault Otomobil Fabrikaları ve PepsiCo’nun sponsorluğunda cuma gününe dek sürecek olan Uluslararası Yatırım Zirvesi, küresel yatırım ortamının değerli ve tanınmış isimlerinin katılacağı panel ve konuşmalar ile alanında gerçekleşen en önemli zirvelerinden biri olacak.

3 bakanlık tüm güçlerini birleştirdi
Zirvenin ilk gününde açılış konuşmalarının ardından YASED Başkanı Ayşem Sargın’ın moderatörlüğünde düzenlenen ‘Uluslararası Doğrudan Yatırımların Geleceği’ başlıklı açılış panelinin panelistleri Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varan ve Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan oldu. Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan da bir video ile panele katıldı.

Türkiye’ye yıllık bazda 22 milyar dolara ulaşan uluslararası doğrudan yatırım girişleri olduğunu hatırlatan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, ancak son yıllardaki performansın arzulanan seviyelerde olmadığını vurguladı. Pandeminin de etkisiyle bu yıl tüm dünyada uluslararası doğrudan yatırımların yüzde 40 azalacağının tahmin edildiğine dikkat çeken Varank, “Küresel yatırımlar cephesinde ertelenmiş bir talep söz konusu. Küresel markalar bir taraftan üretim merkezlerini çeşitlendirmenin hesaplarını yaparken diğer taraftan rekabet güçlerini artıracak ve uyum içinde çalışacakları yeni ortaklar arıyor. Önümüzde çok büyük fırsatlar olduğunu görebiliyoruz. Ülkemize daha katmadeğerli yatırımları kazandırmak için Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ile birlikte ülkemizin ilk ulusal ‘Doğrudan Yabancı Yatırım Stratejisi’ni hazırlamaya başladık. Strateji hazırlanırken tüm istişare mekanizmalarını açık tutuyoruz. Son aşamaya gelmiş durumdayız. Çalışmamızı Aralık ayında tamamlayıp, 2021’in başında kamuoyu ile paylaşmayı planlıyoruz” dedi.

Varank, ekonomi yönetiminde yeni bir döneme geçildiğini belirterek, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın tüm güçlerini birleştirdiğini ifade etti.

‘Yatırım ortamının iyileştirilmesine özen ve önem gösteriyoruz’
Doğrudan yabancı yatırımların artmasını çok önemsediklerini vurgulayan Bakan Pekcan, “Şüphesiz Türkiye her zaman uluslararası doğrudan yatırımcıların cazibe merkezi olmuştur. Uluslararası doğrudan yatırımlar 1984- 2002 döneminde 14,6 milyar dolarken, 2003-2020 arasında 222,5 milyar dolar olduğunu görüyoruz. Türkiye ayrıca Dünya Ticaret Örgütü ile yatırımın kolaylaştırılması çalışma grubunda yer alıyor. Burada da yatırımcının hukuki öngörülebilirliği, şeffaflığı ve kamu hizmetlerine kolay ulaşımı anlamında yapılacak çalışmalarda aktif olarak yer alıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın da altını çizdikleri üzere yatırım ortamının iyileştirilmesine özen ve önem gösteriyoruz” dedi.

Bakanlık olarak en son “81 İlde İhracata İlk Adım Projesi’ni başlattıklarını anımsatan Pekcan, şöyle devam etti:“70 ilde yaptığımız çalışma 11 bin 444 firmamızın potansiyel olarak ihracatçı olabileceği halde, olmadığını ortaya koydu. Bu da 81 ilimizin uluslararası doğrudan yatırımcı için esasında potansiyel yatırım alanı olduğunu gösteriyor. Yani sadece belli merkezlerde değil, tüm ülke genelinde böyle bir üretim, yatırım ve ihracat potansiyeli var. Biz önümüzdeki dönemde bu yaptığımız çalışmalarla tüm bu firmalarımıza bire bir mentorluk desteği vereceğiz. Beş pilot il belirledik ve bu projeyi geliştirmeye devam ediyoruz.”

‘Yatırımcılar için kredibiliteyi en üst seviyelere çekebilecek politikalar uygulayacağız’
Pandemi sonrası dönemin birçok fırsatı da beraberinde getireceğini anlatan Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, şunları anlattı: “Bu noktada 2 konunun altını çizmek istiyorum. İlki küresel değer zincirlerinde başlayan dönüşüm. Pandemi ile birlikte çok uluslu şirketler üretimde tek bir tedarikçiye bağlı kalmanın dezavantajlarını bizzat yaşayıp, acı bir şekilde tecrübe ettiler. Önümüzdeki dönemde küresel ekonomide muhtemelen yeni üretim lokasyonları ortaya çıkacak ve üretimin ağırlık merkezi dünya geneline daha dengeli yayılacak. Bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirebilen ülkeler de yeni dönemin kazananları olacak. İkinci nokta ise hem tüketim hem de yatırım cephesinde ertelenmiş bir talep olduğu gerçeğidir. Piyasalar normale döndüğü an bu talebi karşılayabilecek kapasite ve donanıma sahip ülkeler rakiplerini geride bırakma şansına erişecekler ve ekonomilerini hızla büyütebilecekler. Böylesine bir konjonktürde Türkiye kendilerine yeni ve güvenilir limanlar arayan yatırımcılar için çok cazip imkanlar sunuyor. Türkiye eşsiz bir potansiyel taşıyor. Bu potansiyeli daha ileri götürmek ve Türkiye’yi yatırımlarda cazibe merkezi yapmak adına ekonomi ve hukuk alanında yeni bir seferberlik başlattık. İç ve dış yatırımcılar için kredibiliteyi en üst seviyelere çekebilecek politikalar uygulayacağız. Kimsenin aklında soru işareti kalmayacak. Merkez Bankamız her türlü araç bağımsızlığına sahip. Uluslararası Doğrudan Yatırımların taşıdığı önemin ve ekonomi üstündeki dönüştürücü gücün fazlasıyla farkındayız. Ülkemizdeki mevcut doğrudan yatırımların kapasite artışına gitmesini arzuluyoruz. Firmalar üretim tesislerini genişletebileceği gibi Ar- Ge faaliyetlerini de ülkemize taşıyabilir. Daha önce Türkiye’de yatırım fırsatlarını hiçbir şekilde değerlendirmemiş küresel markaları da ülkemize davet ediyorum.”

‘Hedefimiz doğrudan şirketlerin gündeminde yer almak’
İlk günün kapanış oturumu ise YASED Genel Sekreteri Serkan Valandova’nın moderatörlüğünde gerçekleşti. Oturumun panelistleri Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı A. Burak Dağlıoğlu ile YASED Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve SOCAR Türkiye CEO’su Zaur Gahramnov oldu.

Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı A. Burak Dağlıoğlu, aşılanma sürecinin tamamlanmasına kadar dünyadaki mevcut belirsizliğin devam edeceğinin öngörüldüğünü söyledi. Yatırım kararı verilmiş ve ileri safhalara ulaşmış yatırımlarda süreçlerin devam ettiğini kaydeden Dağlıoğlu, şöyle devam etti: “Salgın sonrasına hazırlık yapmak isteyen firmaların yatırımlarına devam ettiğini gördük. Türkiye’nin bu dönemdeki yatırım performansının rakiplerine göre ayrıştığını da söyleyebiliriz. Fintech’ten oyuna kadar birçok sektörde uluslararası yatırımcılar Türkiye’den şirket satın almasına devam ettiler, birleşmeler yaptıklarını gördük. Yatırım kararlarını şirketlerin verdiğini düşündüğümüzde bizim hedefimiz doğrudan şirketlerin gündeminde yer almak. Hedeflenen sektörler ve yatırımcılarla Türkiye’yi tanıtmaya devam ediyoruz. Yeni yatırımcıları ülkemize kazandırmak bizim için vazgeçilmez bir öncelik. YASED de dahil paydaşlarımız ile birlikte yeni bir ‘Uluslararası Yatırım Stratejisi’ üstünde çalışıyoruz. Bu, tüm kurumlarımıza uluslararası yatırımların desteklenmesi noktasında yol haritası olacak.”

Türkiye’ye bugüne kadar yaptıkları yatırımların toplamının 16,5 milyar doları aştığını ifade eden YASED Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve SOCAR Türkiye CEO’su Zaur Gahramanov, bu yatırım miktarının devam eden projeler tamamlandığında 19,5 milyar dolara ulaşacağını söyledi. Türkiye’ye inandıklarını vurgulayan Gahramanov, “Türkiye’nin enerjideki cari açığının kapanmasına destek olmak için yatırımlarımıza devam edip, var gücümüzle çalışacağız. Üretim şirketleri için dijital dönüşüm daha da önemli bir noktaya geldi. Pandemi sonrasında değişen dünya koşullarında Türkiye yeni bir pozisyon alacak. Ticaret, gümrük, tedarik zinciri, lojistik, vergiler, istihdam ve hukuki işlemler ile ilgili atılacak adımlarla Türkiye’nin pozisyonu çok daha sağlam olacak” dedi.

Dünya liderliğinin olmadığı jeopolitik resesyon yaşanıyor
Açılış panelinin ardından düzenlenen ‘Uluslararası Doğrudan Yatırımların Yeni Görünümüne Genel Bakış’ başlıklı panelin açılış konuşmasını Eurasia Group Başkanı Ian Bremmer yaptı. Jeopolitik resesyon adı verilen bir süreç yaşandığını belirten Bremmer, “Resesyonlar genel olarak ekonomik olur. İkinci dünya savaşından bu yana 7 yılda bir yaşıyoruz. Jeopolitik resesyonlar da belli bir döngü içinde olur. Bu olduğu zaman bir önceki dünya düzeni ile ilişkili değildir. Artık kurallar uygulanmaz. Mevcut güç dengeleri uygulanmaz. Bu yapısal konular ile ilgilidir. Ben buna G0 dünyası diyorum. Yani dünya liderliğinin olmadığı bir dünya. Önümüzdeki 3- 5 yıl içinde daha az küresel liderlik göreceğiz” dedi.

Bremmer’ın açılış konuşmasının ardından FDI Intelligence Editörü Jacopo Dettoni moderatörlüğünde düzenlenen panele geçildi.

Uluslararası Finans Kurumu (IFC) Avrupa ve Orta Asya Direktörü Wiebke Schloemer, IFC’nin dünyadaki en büyük ikinci yatırım portföyünün Türkiye’de yer aldığını belirtti. Covid-19 ile birlikte şirketlerin tedarik zincirlerinin ve talebin kesintiye uğradığını gördüklerini belirten Schloemer, “Gelişmekte olan ülkelerin uluslararası doğrudan yatırımı cezbetmek için daha rekabetçi olması gerektiğini görüyoruz. Türkiye’nin çok sağlam bir hikayesi var. Çok önemli yatırımlar var ülke içinde. Türkiye’nin çok büyük bir ticaret pazarı olduğunu görüyorum. Lokasyon olarak çok iyi ve AB ile çok sağlam bir entegrasyona sahip. AB, Türkiye ve ABD şirketleri arasında çok fazla ortak çıkar var. Farklı ülkeler Türkiye’ye yatırım yapıyor. Bu da gelecek ile ilgili güçlü bir nokta. Bu çeşitlililik önemli bir güç kaynağı. Yüksek değerli şirketler ilgi gösteriyor. Türk otoriteler de destek veriyor. Türkiye lokasyon anlamında lojistik için önemli bir merkez olabilir” dedi.

Dünya Bankası Ticaret ve Yatırım Küresel Direktörü Caroline Freund, küresel değer zincirlerinin, normal ticaretten iki kat fazla değer kattığını anlattı. Bugün ticaretin yüzde 50’sinin küresel değer zincirlerinden kaynaklandığını ifade eden Freund, “Küresel mal ticareti hacmi geçen yılın aynı dönemiyle neredeyse aynı seviyede. Ticaret toparlanıyor. Büyük şirketler küresel değer zincirinde büyük bir kesinti olmadığını söylüyorlar. Ticaret toparlanıyor ama bazı bölgeler geriden geliyor. Kapasite fazlası nedeniyle yatırımcılar yeni yerler aramayacaklar. Tek baskın strateji olabilir: ‘Bekle- Gör.’ Hangi sektörlerin gerçekten büyüyeceğini de öngöremiyoruz. Yeniden şekillenme sürecinde bekle- gör stratejisi etkin olacak” diye konuştu.

Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) Yatırım ve Girişimler Direktörü James Zhan, pandeminin arz, talep ve siyaset alanında üçlü bir şok yarattığını dile getirdi. Ticaretin toparlanmış olmasına karşın 2019’da 1.5 trilyon dolar olan uluslararası doğrudan yatırımların bu yıl 1 trilyon doların altına inmesini beklediklerini söyleyen Zhan, “2005’ten bu yana bu seviyeye düşmemiştik. Gelecek yıl yüzde 5-10 daha düşmesi bekleniyor. Toparlanma ancak 2022- 2023 gibi başlayacak. Uluslararası doğrudan yatırımda ‘U’ şeklinde daha yavaş bir toparlanma bekliyoruz. Bu elbette kaygı verici bir durum. İşin iyi tarafı ise küresel uluslararası doğrudan yatırım stoku bugün hala 37 trilyon dolar gibi oldukça yüksek bir düzeyde” ifadelerini kullandı.



Diğer Haberler
PEKCAN: DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMLARIN ARTMASINI ÇOK ÖNEMSİYORUZ. YATIRIM ORTAMININ İYİLEŞTİRİLMESİNE ÖZEN VE ÖNEM GÖSTERİYORUZ
PEKCAN: AB KOMİSYONU BAŞKAN YARDIMCISI VE TİCARETTEN SORUMLU KOMİSYON ÜYESİ DOMBROVSKİS İLE VERİMLİ BİR TOPLANTI YAPTIK
PEKCAN: FARKLILIKLARIMIZI ÇÖZMEK İÇİN YAPICI BİR DİYALOG İÇİNDE ÇALIŞMANIN ÖNEMİNİN ALTINI ÇİZDİK
Facebookta Paylaş