Yeni Ekonomi Programı 2019-2021 (1)

YENİ EKONOMİ PROGRAMI 2019-2021

1. DENGELENME, DİSİPLİN VE DEĞİŞİM
2019-2021 yıllarını kapsayan bu programın temel amacı,
kısa vadede fiyat istikrarının ve finansal istikrarın yeniden tesis
edilmesi, ekonomide dengelenmenin ve bütçe disiplininin
sağlanması, orta vadede sürdürülebilir büyüme ve adaletli
paylaşıma yönelik ekonomik değişimin gerçekleştirilmesidir.
Bu program piyasa ekonomisinin temel prensiplerinden taviz
vermeyen, yalın performans göstergeleri vasıtasıyla objektif bir
şekilde izlenebilen, gerçekçi, şeffaf ve tutarlı bir politika setinden
oluşmaktadır.
1.1. Mevcut Siyasi ve Ekonomik Durum
Gezi olayları ile başlayan, 17-25 Aralık 2013 yargı darbesi ve 15
Temmuz 2016 menfur darbe girişimleri ile devam eden dönemde
gerçekleştirilen dört seçim ve bir referandum ile ülkenin siyasal
istikrarı güçlendirilmiş, demokrasinin sağlıklı işleyişi güvence
altına alınmış ancak bu sürecin ülke ekonomisine olumsuz etkileri
olmuştur.
Suriye kaynaklı jeopolitik riskler ve artan terör saldırılarının
etkisiyle güvenlik politikaları kaçınılmaz olarak önceliklendirilmiş
ve bu dönem ekonomimizde planlanan yapısal dönüşümlerin
gerçekleşmesine fırsat vermemiştir.
Son bir yıl içinde güvenlik tehditleri büyük ölçüde kontrol
altına alınmış ve 24 Haziran 2018’de yapılan seçimler ile beş yıllık
bir siyasi istikrar dönemi başlamıştır. Şartların normalleşmeye
başlamasıyla birlikte önümüzdeki beş yıl, ekonomik hedeflerin
başarılması için önemli bir fırsat penceresi sunmaktadır.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin sağladığı hızlı ve
etkin karar alma mekanizması ve ekonominin daha koordineli
yönetilmesi bu dönemin en önemli avantajları olacaktır.
2018 yılının ikinci çeyreğinden itibaren gelişmekte olan
ülkelere yönelik risk algısının bozulması ve ABD Merkez Bankası
Fed’in faiz artışları ile uluslararası sermaye akımları yavaşlamıştır.
Bu süreçte dış finansman ihtiyacımız ve ABD yönetiminin Türkiye
ekonomisini ve Türk Lirası’nı doğrudan hedef alması ile ülke risk
primlerimiz yükselmiş ve TTürk Lirası değer kaybetmiştir.
Bu gelişmeler sonucunda ülkemizde döviz kurlarındaki
spekülatif artışların öncülük ettiği fiyat davranışlarındaki bozulma,
enflasyonun ve dolayısıyla piyasa faizlerinin artmasına, tüketim,
yatırım harcamaları ile toplam büyümenin yavaşlamasına,
şirketlerin hem iç hem de dış finansmana erişim kapasitesinin
daralmasına neden olmuştur. Ayrıca son dönemde bankaların
kredi şartlarını sıkılaştırdığı ve nakit akışlarında aksama yaşayan
şirketlerin sayısının arttığı gözlemlenmektedir. Buna karşılık, güçlü
seyreden dış talep, reel kurun geldiği rekabetçi seviyeler ve hızlı
bir yükseliş eğilimine giren turizm gelirleri cari açıkta belirgin bir
gerileme sağlarken, toplam talepteki yavaşlamayı sınırlamakta
ve iktisadi faaliyette daha ılımlı bir dengelenme sürecini
desteklemektedir.
Yeni Ekonomi Programı (YEP), krizlere karşı dayanıklı ve
güçlü ekonomimiz, düşük kamu ve hanehalkı borcumuz, disiplinli
maliye politikamız, dinamik ve girişimci özel sektörümüz, dünya
pazaarlarına açık ihracatçı yapımız, yeni hükümet sistemi ile
beraber hızlanan siyasi karar alma süreçlerimiz ve güçlü beşeri
sermayemiz üzerine inşa edilmiştir.
1.2. Temel Hedefler
1. Sıkı para ve maliye politikaları eşgüdüm içerisinde
yürütülerek tüketici enflasyonu, 2020 sonu itibarıyla yeniden
tek haneli oranlara, 2021 sonu itibarıyla da yüzde 6,0’a
düşürülecektir.
2. Kamuda kaynakların verimli kullanılması, maliyetlerin ve
harcamaların azaltılması, gelirlerin kalitesinin arttırılması
amacıyla Hazine ve Maliye Bakanlığı bünyesinde Kamu
Maliyesi Dönüşüm ve Değişim Ofisi kurulacaktır. Bu ofis
tarafından hazırlanacak ve takibi yapılacak Tasarruf ve Gelir
Dönüşüm Programı ile kamu maliyesinde kalıcı iyileştirmeler
sağlanacaktır.
3. Merkezi yönetim bütçe açığının milli gelire oranı önümüzdeki
üç yıl yüzde 2’nin altında tutulacak ve merkezi yönetim
bütçesinde faiz dışı fazlanın milli gelire oranı program
dönemi boyunca artarak 2021 yılında yüzde 1,3’e ulaşacaktır.
Oluşturulan bu mali alan gerrek duyulduğunda üretime dayalı
ekonomik dönüşümü finanse etmek için kullanılacaktır.
4. 2019 yılı bütçesinde toplam 75,9 milyar TL tutarında (milli
gelirin yüzde 1,7’si oranında) tasarruf ve tedbir uygulanmıştır.
Bunların 59,9 milyar TL’si harcama tasarruflarından ve 16,0
milyar TL’si gelir arttırıcı tedbirlerden sağlanmıştır. Harcama
tasarrufları: 30,9 milyar TL - Yatırımlar, 13,7 milyar TL -
Teşvikler, 10,1 milyar TL - Sosyal güvenlik, 2,5 milyar TL - Mal
ve hizmet, 2,7 milyar TL - Diğer.
5. İhalesi yapılmamış ve ihalesi yapılmış ancak başlanmamış
projeler askıya alınacaktır. Devam eden projelerden
YENİ EKONOMİ PROGRAMI 2019-2021
6 7
2. ENFLASYON
YEP’in temel hedeflerinin başında enflasyonun kalıcı olarak
düşürülmesi ve fiyat istikrarının sağlanması gelmektedir.
Yıllık tüketici enflasyonu maliyet yönlü baskılar, gıda
fiyatlarındaki arz yönlü gelişmeler ve bozulan fiyatlama
davranışları nedeniyle hızlı bir artış göstermiş, 2018 yılının Ağustos
ayında yüzde 17,9 olarak gerçekleşmiştirr.
Yaşanan maliyet yönlü gelişmelerin gecikmeli etkileri ile
tüketici enflasyonunun kısa vadede yükselerek 2018 sonunda
yüzde 20,8 seviyesinde gerçekleşmesi beklenmektedir. Para ve
maliye politikasındaki eşgüdümün güçlendirilmesi ve YEP’te
alınacak ilave tedbirlerle beraber tüketici enflasyonun 2020
sonunda tek haneye, 2021 sonunda yüzde 6,0’a gerilemesi
beklenmektedir.
Politika ve Tedbirler:
• Merkez Bankası fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda
elindeki tüm araçları kararlı ve bağımsız bir şekilde
kullanmaya devam edecektir.
• Hazine ve Maliye Bakanlığı sıkı mali disiplin ile enflasyonla
mücadeleye destek verecektir.
• Kamunun fiyat belirleme ve yönlendirme politikasına tabi
belirli (personel dışında) alanlarda geçmiş enflasyon verisi
yerine YEP’te yer alan enflasyon hedefleri dikkate alınacaktır.
• Kamunun fiyat belirleme ve yönlendirme politikasına tabi
belirli (personel dışında) alanlarda geçmiş enflasyon verisi
finansman koşulları uygun olanlar için yeni ve daha uzun
zamanna yayılmış iş planları oluşturulacaktır. Mega-altyapı
projeleri doğrudan yabancı yatırım yoluyla, uluslararası
finansman ile hayata geçirilecektir.
6. Farklı veri kaynaklarını toplayan Vergi Veri Analiz
Merkezi kurularak kayıt dışı ekonomi kayıt altına alınarak
vergilendirilecek ve tahsilat etkinliği geliştirilerek vergi
gelirleri artırılacaktır.
7. Bankaların güncel mali yapılarını ve aktif kalitelerini tespit
etmek için mali bünye değerlendirme çalışmaları yapılacaktır.
Bu çalışmaların sonuçlarına göre gerektiğinde bankacılık
sektörünün mali yapısını güçlendirecek, böylece reel sektörün
uygun maliyetlerle krediye erişimini ve mevcut kredilerinin
yeniden yapılandırılmasını temin edecek bir politika seti
devreye sokulacaktır.
8. Ekonomimizin yabancı tasarruflara bağımlılığını kalıcı
olarak azaltacak ve cari açığın milli gelire oranını yüzde
3’ün altına düşürecek ihracat, turizm ve sanayi ürünlerinde
yerlileştirmeye dayalı bir ekonomik dönüşümün temelleri
atılacaktır.
9. Turizmde yeni pprojelerin ve hedef ülke programlarının
uygulanması ile 2017 yılında 23 milyar dolar olan seyahat
gelirleri 2021 yılında 42 milyar dolara çıkarılacaktır.
10. Ekonomi yönetimi ile ilgili kurumlar yeniden yapılandırılacak,
liyakat ve performans odaklı insan kaynağı yönetimiyle
kurumlara güven artırılacak, hızlı karar alan, piyasaların ve
özel sektörün önünden giden ve özel sektörün önünü açan bir
yönetim anlayışı benimsenecek, finansal istikrarı ve güvenliği
esas alan yeni bir finansal mimari oluşturulacaktır.
11. Finansal hizmetlerin düzenlenmesi ve denetlenmesi için
Türkiye Finansal Hizmetler Kurulu kurulacaktır.
12. YEP’teki makroekonomik hedefleri destekleyecek ve
sürdürülebilir kılacak nitelikli insan gücü ve güçlü toplum
hedefi ile ilgili proje ve programlar hayata geçirilecektir.
Hazine ve Maliye Bakanlığı koordinasyonunda ilgili
bakanlıklar ve kurumlarla hazırlanan, YEP’te belirlenen her
eylemin etki ve maliyet/fayda analizlerini, uygulama takvimini
ve performans kriterlerini içerren bir YEP Eylem Planı, bütçe
yılıyla birlikte uygulamaya konulacaktır. Bu plan çerçevesinde
gerçekleştirilen ilerlemeler 3 aylık dönemlerde takip edilecektir.

3. KAMU MALİYESİ
Mali disiplin, YEP’te dengelenme sürecinin en temel
destekleyicisi olacaktır. Yapılacak tasarrufların yapısal değişiklikler
ile kalıcı hale gelmesi Kamu Maliyesi Dönüşüm ve Değişim Ofisi
tarafından sağlanacaktır. Bunun sonucu olarak önümüzdeki üç yıl
için bütçe açığının milli gelire oranının yüzde 2’nin altında olması
ve faiz dışı fazlanın ise dönem sonunda milli gelirin yüzde 1’ini
aşması hedeflenmektedir.
2018 yılında milli gelirin yüzde 1’i kadar açık vermesi beklenen
program tanımlı merkezi yönetim bütçe dengesinin program
dönemi sonunda yüzde 0,8 fazla vermesi hedeflenmektedir.
Merkezi yönetim faiz dışı dengesinin milli gelire oranı program
dönemi boyunca artarak 2021 yılında yüzde 1,3’e yükselecektir.
2018 yılında milli gelire oranla yüzde 2,7 olması beklenen
kamu kesimi borçlanma gereğinin 2019 yılında yyüzde 1,6’ya
gerilemesi ve program dönemi sonunda yüzde 1,5’e düşmesi
öngörülmektedir. Ayrıca 2018 yılında milli gelirin yüzde 2,1’i kadar
yerine YEP’te yer alan enflasyon hedefleri dikkate alınacaktır.
• Finansal güvenlik ve istikrarın sürdürülebilmesi için Finansal
İstikrar ve Kalkınma Komitesi (FİKKO) kurulacaktır.
• Tarım ürünlerinde arz ve rekolte tahminlerinin sağlıklı
yapılabilmesine imkan veren bir erken uyarı sistemi
kurulacaktır.
• Gıda ürünlerinde fiyat dalgalanmasının büyük veri ve ileri
analitik yöntemler kullanılarak yakından takip edileceği Ürün
Gözetim Mekanizması hayata geçirilecektir.
• Kira artış oranına dair üst sınır, döviz kuru ve emtia
fiyatlarındaki gelişmelere duyarlılığı yüksek olan üretici
fiyatları yerine tüketici fiyatlarına göre belirlenecektir.
• Enflasyonla mücadele için kamunun alacağı tedbirlerin
yanında, ekonominin tüm paydaşlarının ve vatandaşların
destek vereceği bir Enflasyon ile Topyekun Mücadele
Programı hayata geçirilecektir.

Politika ve Teedbirler:
• Kamu maliyesinin en temel hedefleri mal ve hizmet, sermaye,
ana yatırım, cari transfer ve faiz giderlerinin azaltılması ve
gelirlerin arttırılmasıdır.
• Nakdi ve vergisel teşvikler başta olmak üzere tüm teşvik
mekanizmaları gözden geçirilerek bütüncül, sade ve etkin
hale getirilecektir. Söz konusu teşviklerin makroekonomik
hedefler ve bütçe ile uyumluluğu sağlanacaktır.
• Süreklilik arz etmeyen ve konjonktüre duyarlı gelirlerin
oluşturduğu geçici kaynaklara karşılık kalıcı mahiyette
harcama oluşturulmayacaktır.
• Kamu hizmeti sunumuyla doğrudan ilişkisi olmayan
makam aracı, lojman ve sosyal tesislere yönelik harcamalar
sınırlandırılacaktır.
• Kamuda yeni idari hizmet binası yapımına ve kiralanmasına
izin verilmeyecektir.
• KİT’ler, verimlilikleri artacak ve kamu maliyesine yükleri
azalacak şekilde yeniden yapılandırılacaktır.
• Döner sermayeli işletmelerin bütçe disiplini içerisinde açık,
şeffaf ve hesap verebilir bir idari ve mali yapıda çalışmalarını
sağlayacak düzeenlemeler yapılacaktır.
• Kamu kaynaklarının kullanımının etkinliğini takip etmeyi
kolaylaştıracak, şeffaflığı ve hesap verebilirliği arttıracak
program bazlı performans esaslı bütçeleme hayata
geçirilecektir.
• Vergi tabanını genişletme ve vergide adaleti pekiştirme
amacıyla etkinliği olmayan istisna, muafiyet ve indirimler
kademeli olarak kaldırılarak vergi tabanı genişletilecek ve
vergi mevzuatı sadeleştirilecektir.
• Vergi, prim ve diğer kamu alacaklarına ilişkin yapılandırmaya
gidilmeyecektir.
• Vergi Veri Analiz Merkezi kurulması ile tahsilatta etkinliğin
açık vermesi beklenen program tanımlı kamu kesimi dengesinin
program dönemi sonunda milli gelirin yüzde 0,8’i kadar fazla
vermesi hedeflenmektedir.
 2018 yılında milli gelire oranla yüzde 2,4 olacağı tahmin
edilen genel devlet açığının üç yıllık dönemin sonunda yüzde
1,6’ya düşmesi öngörülmektedir.
2018 yılında GSYH’ye oranla yüzde 31,1 olması beklenen AB
tanımlı genel yönetim borç stokunun üç yıllık dönemin sonunda
yüzde 27,,2 olacağı tahmin edilmektedir.

4. CARİ AÇIK
YEP’in bir diğer önemli hedefi, cari işlemler açığını
sürdürülebilir bir seviyeye indirmek için gerekli tedbirleri almak
ve böylece hem dış kaynak gereksiniminden kaynaklanan
kırılganlıkları azaltmak hem de yurtiçi üretimi ve istihdamı
desteklemektir.
2018’in ilk yarısında, görece canlı seyreden iç talep, yükselen
ham petrol ve emtia fiyatları ile ithalatın ihracattan daha güçlü
seyretmesi nedeniyle dış ticaret dengesinde bozulma gözlenmiş
ve cari işlemler açığı artmıştır. Ancak yılın ikinci yarısında döviz
kurlarındaki hızlı yükseliş ile birlikte ihracat ve turizm gelirleri
artmış, böylece cari işlemler açığında belirgin biçimde iyileşme
görülmüştür. Bu gelişmenin ihracat ve turizmde yapılacak
dönüşüm programları ve projeler ile sürdürülebilir ve kalıcı hale
gelmesi sağlanacaktır. Sonuç olarak, cari işlemler açığının milli
gelire oranının 2019 yılında yüzde 3,3’e, 2020 yılında yüzde 2,7’ye,
2021 yılında ise yüzde 2,6’ya düşmesi beklenmekteddir.
Politika ve Tedbirler:
• İthalata bağımlılığı azaltmak ve ihracatı arttırmak amacıyla
yerli üretim ve dünyadaki en iyi uygulamalar göz önünde
bulundurularak teknoloji ve Ar-Ge yatırımları kamu-özel iş
birliği modelleri ile gerçekleştirilecektir.
• Cari açığın düşürülmesi amacıyla ilaç, kimya, petrokimya,
enerji, makine/teçhizat ve yazılım sektörleri öncelikli yatırım
yapılabilir alanlar olarak belirlenmiştir.
• Yüksek teknoloji ürünlerinin üretileceği, büyük ölçekli yerli
ve yabancı yatırımların yer alacağı, etkin yönetim modeline
artırılması ve vergide kayıt dışılığın azaltılması sağlanacaktır.
• Mükellef Hizmetleri Merkezi’nin etkinleştirilmesi, uygulamaya
geçirilen İnteraktif Vergi Dairesi projesi ile tüm hizmetlerin
elektronik ortamda sunulması ve küçük ölçekli mükelleflerin
vergi kayıtlarını elektronik ortamda tutması ile vergiye
gönüllü uyum arttırılacaktır.
• Lüks ve/veya ithal yoğunluğu yüksek ürünler listesi
güncellenerek vergi düzenlemesi yapılacaktır.
• Özelleştirmme portföyünde bulunan varlıkların ekonomiye
kazandırılmasında yeni modeller kullanılarak ekonomik katma
değer bazlı planlamaya geçilecektir.
• Taşınmaz değerleme sistemi kurularak gayrimenkul envanteri
tamamlanacak, tapu harçları ve emlak vergilerinin gerçek
değerleri üzerinden alınması sağlanacak şekilde gayrimenkul
vergilendirme sistemi yeniden düzenlenecektir.
• İmar planı revizyonları ile oluşan değer artışlarından kamuya
gerçekçi oranda pay alınması ve artışların adaletli paylaşımı
sağlanacaktır.
• Kamu özel iş birliği (KÖİ) uygulamalarının, daha etkin
ve finansal açıdan verimli olmasına yönelik bir çerçeve
oluşturulacak; bu çerçevede uygulamaların bütüncül olması
sağlanacaktır.
• Mali açıdan sürdürülebilirliği sağlamak ve kamu maliyesine
olan yükü azaltmak amacıyla sosyal sigorta sistemi yeniden
düzenlenecektir.

Hal Yasası çalışmalarına destek verilecektir.
• Kuşak ve Yol Girişimi çerçevesinde Çin ile ikili ticari ve
ekonomik ilişkiler geliştirilecektir.
• Ülkemizin Afrikaa Pazar Stratejisi, bu kıtada yatırım yapan
şirket örneklerine, ülkelerin insan kaynağı profillerine, iş
ortamlarına ve sektörel bilgilerine kadar pek çok bilgiyi
içerecek şekilde ve veriye dayalı bir yapıda oluşturulacaktır.
• Yeni kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgeleri tahsis
edilecektir.
• Sağlık turizminin geliştirilmesi için projeler planlanarak hayata
geçirilecektir.
• Çin, Hindistan, Japonya ve Kore’nin içinde bulunduğu Uzak
Doğu pazarı ile ilgili turizm planları oluşturularak hayata
geçirilecektir.
• Turizmde sezon süresini uzatacak ve kişi başı harcama
tutarını artıracak şekilde Turizm Ana Planı oluşturulacaktır.
• Güneş, rüzgâr, biyokütle, yenilenebilir enerji ve yerli
kömür kaynaklarının elektrik üretimindeki payı artırılacak,
YEKA modeli ile bu enerji teknolojilerinin yerlileştirilmesi
desteklenecektir.
• Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı çerçevesinde enerji girdi
maliyetleri azaltılacaktır.
• Petrol ve doğal gaz kaynağı aramaları, başta denizlerde
olmak üzeere, hızlandırılarak sürdürülecektir.
• Maden arama ve sondaj çalışmaları hızla devam ettirilerek,
bulunan rezervler kamu/özel iş birliğinde yeni iş modelleri ve
finansman mekanizmalarıyla ekonomiye kazandırılacaktır.
• Bor başta olmak üzere madenler işlenip yüksek katma
değerli ürünlere dönüştürülecek ve uluslararası piyasalara
sunulacaktır.
sahip endüstri ve teknoloji bölgeleri kurulacaktır.
• Ülkemizde üretilmeyen 20 biyoteknolojik ilacın yerli üretimi
teşvik edilecek, biyoteknoloji alanında yetkinliklerimiz
artırılacaktır.
• Petrokimya kümelenmesi ve Ceyhan Endüstri bölgesi hayata
geçirilecektir.
• Güvenlik hizmetlerinde kullanılan araç, gereç ve teknik
ekipmanda yerli üretimin payı arttırılacaktır.
• Yeni pazar, yeni ürün, yeni ihracatçı hedefi ve küresel değer
zinciri bakış açısıyla İhracat Ana Planı oluşturulacaktır.
• İhracat teşvik sistemi daha verimli ve etkin olarak yeniden
yapılandırılacaktır.
• İhracatçıların küresel ticari verileri yakından takip
edebilmesini sağlaamaya yönelik Elektronik İhracat Platformu
kurulacaktır.
• Uluslararası ticaretin kolaylaştırılması, gümrük işlemlerinin
hızlandırılması, kaçakçılığın ve kaçakçılıktan kaynaklanan
gelir kaybının engellenmesi için gümrük bilgi sistemleri
uçtan uca bir bakış açısıyla ve büyük veri analizi, ileri analitik
yetkinliklerini de içerecek şekilde güçlendirilecektir.
• Yürürlükteki serbest ticaret anlaşmaları gözden geçirilecek,
cari işlemler açığını azaltmaya yönelik hedefler konularak
bunların takibi yapılacak, makroekonomik hedefleri
destekleyici yeni serbest ticaret anlaşmaları oluşturulacaktır.
• Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği’nin güncellenmesine yönelik
çalışmalar tamamlanacaktır.
• Yerli ürünlerin tüketimi özendirilerek yerli malının
görünürlüğü ve farkındalığı artırılacaktır.
• Tarımda Milli Birlik Projesi hayata geçirilerek tohumdan
sofraya gıda değer zinciri, gıda güvenliği ve uluslararası
rekabet önceliğinde, yeniden yapılandırılacaktır. Bu kapsamda
YENİ EKONOMİ PROGRAMI 2019--2021
16 17
Önümüzdeki döneme yönelik makroekonomik politika
tasarımı, iktisadi faaliyetin 2019 ve 2020 yıllarında potansiyel
düzeyinin altında seyredeceği, 2021 yılından itibaren ise daha
güçlü bir eğilimle toparlanma sürecine gireceği bir çerçeveyi esas
almaktadır. 2018 yılından başlayarak takip eden üç yıllık dönemde
Türkiye ekonomisinin sırasıyla yüzde 3,8, yüzde 2,3, yüzde 3,5 ve
yüzde 5,0 oranlarında büyüyeceği öngörülmektedir.
Konjonktürel ve yapısal politika adımlarıyla ekonominin uzun
vadede güçlü bir büyüme trendine yönelmesinin bir önkoşulu
olarak görülen dengelenme döneminde işsizlik oranının 2019
yılı sonunda yüzde 12,1’e yükselmesi ve dengelenme sonrası
toparlanma dönemi olarak nitelenebilecek 2021 yılında ise yüzde
10,8’e gerilemesi beklenmektedir.
Politika ve Tedbirler:
• Kayıtlı istihdamın teşvikine yönelik olarak, veri analizine dayalı
risk odaklı denetim faaliyetleri yaygınlaştırılacak, kayıt dışılığın
yaygın olduğu sektörler öncelikli olmak üzere, yönlendirici
ve reehberlik edici denetim faaliyetleri artırılacaktır. Kayıt dışı
istihdamla mücadele konusunda ilgili kurumlarla iş birliği
yapılacak ve teknolojik altyapının entegrasyonu sağlanarak
denetim sistemleri etkinleştirilecektir.
• İstihdam teşviklerinin etki analizi yapılacak, teşviklerin
ihtiyaçlara göre yeniden tasarlanması sağlanacaktır.
• Dijital dönüşüm teşvik edilerek yenilikçi projelerin finansmanı
için Kitlesel Fonlama (Crowdfunding) ve IPO alternatifi
olarak ICO (Initial Coin Offering) gibi modern ve yeni nesil
finansman yöntemleri yaygınlaştırılacaktır.
• Kamu kurumlarının ve çalışanların ihtiyaç ve tercihleri
uyumlaştırılacaktır. Hizmetin özelliğine göre uygulanacak
esnek çalışma modelleri ile çalışanların iş yaşam dengesini
kurarak aile ve sosyal yaşamlarına, kurs ve eğitim
programlarına daha fazla vakit ayırabilmeleri sağlanacaktır.
Kamu kurumlarının esnek çalışma ile iş tatmini ve verimi
yüksek işgücüne sahip olmaları sağlanacaktır.
• Sanayinin ihtiyaçları ve dijital dönüşüm hedefleri çerçevesinde
yenilikçi okul-sektör iş birliği modelleri kurulacaktır.
5. BÜYÜME VE İSTİHDAM
Türkiye ekonomisi 2017 yılında yüzde 7,4, 2018 yılının ilk
yarısında ise yüzde 6,2 oranında büyüme kaydetmiştir. Bu yılın
ikinci çeyreğinden başlayarak iktisadi faaliyetin yavaşladığı;
aynı zamanda net ihracatın büyümeye artan katkısıyla toplam
talep kompozisyonunun daha dengeli bir görünüm arz etmeye
başladığı görülmektedir. Mevcut eğilimler, yılın ikinci yarısında bir
taraftan talep yönlü enflasyon baskılarının ortadan kalkacağına
diğer taraftan cari dengede hızlı bir iyileşme sağlanacağına
işaret etmektedir. Enflasyon ve cari açığın, YEP’te ortaya konulan
sürdürülebilir büyüme hedefiyle çelişmeyecek şekilde makul
düzeylere düşürülmesi açısından ekonomideki dengelenme
sürecinin kontrollü bir şekilde devamı kritik önem arz etmektedir.
Bu doğrultuda, iç ve dış finansman imkânlarının sınırlandığı
bir dönemde finansman ihtiyacını makul düzeylerde tutarak
makrofinansal riskleri sınırlayaccak ve ekonomiyi sürdürülebilir bir
büyüme patikasına yönlendirecek bir çerçeve kurgulanmıştır.



Diğer Haberler
BDDK/AKBEN: BU PROGRAMIN UYGULANMASI İLE HEDEFLERE DAHA SAĞLIKLI İLERLEYECEĞİZ- BLOOMBERG HT
OECD, FRANSA İÇİN 2018 YILI BÜYÜME TAHMİNİNİ % 1.9'DAN % 1.6'YA İNDİRDİ
OECD, FRANSA İÇİN 2019 YILI BÜYÜME TAHMİNİNİ % 1.9'DAN % 1.8'E İNDİRDİ
OECD, İTALYA İÇİN 2018 YILI BÜYÜME TAHMİNİNİ % 1.4'DAN % 1.2'YE İNDİRDİ
OECD, İTALYA İÇİN 2019 YILI BÜYÜME TAHMİNİNİ % 1.1 OLARAK KORUDU
OECD, JAPONYA İÇİN 2018 YILI BÜYÜME TAHMİNİNİ % 1.2 OLARAK KORUDU
OECD, JAPONYA İÇİN 2019 YILI BÜYÜME TAHMİNİNİ % 1.2 OLARAK KORUDU
OECD, İNGİLTERE İÇİN 2018 YILI BÜYÜME TAHMİNİNİ % 1.4'DEN % 1.3'E İNDİRDİ
OECD, İNGİLTERE İÇİN 2019 YILI BÜYÜME TAHMİNİNİ % 1.3'DEN % 1.2'YE İNDİRDİ
OECD, ABD İÇİN 2018 YILI BÜYÜME TAHMİNİNİ % 2.9 OLARAK KORUDU
OECD, ABD İÇİN 2019 YILI BÜYÜME TAHMİNİNİ % 2.8'DEN % 2.7'YE İNDİRDİ
OECD, BREZİLYA İÇİN 2018 YILI BÜYÜME TAHMİNİNİ % 2.0'DAN % 1.2'YE İNDİRDİ
OECD, BREZİLYA İÇİN 2019 YILI BÜYÜME TAHMİNİNİ % 2.8'DEN % 2.5'A İNDİRDİ
OECD, ÇİN İÇİN 2018 YILI BÜYÜME TAHMİNİNİ % 6.7 OLARAK KORUDU
OECD, ÇİN İÇİN 2019 YILI BÜYÜME TAHMİNİNİ % 6.4 OLARAK KORUDU
Facebookta Paylaş