Endeks hedefimizi 120 bin olarak belirledik (AK Yatırım)

10 yıllık TL devlet tahvil getirisinin öngörülebilir dönemde %18,0-%18,5 aralığında yerleşeceği düşüncesiyle, risksiz getiri oranı varsayımımızı 300 baz puan artırarak %17,0 seviyesinde oluşturmaya karar verdik. Buna göre %5,5 hisse senedi risk primi de eklediğimizde piyasa için sermaye maliyetini %22,5 olarak hesaplıyoruz. Yeni hisse senedi değerlemelerimize dayanarak, 12 aylık endeks hedefimizi 120 bin olarak belirledik. Yeni endeks hedefimiz bir yıllık vadede %20 getiri potansiyeli taşımaktadır. Son birkaç yılda finansal sektör hisselerinde gözlediğimiz sert satışların ardından, ekonomide yeniden dengelenme işaretlerinin belirmesiyle değerlemelerde daha da yukarıya gidebileceğini dair bir iyimserlik taşıyoruz. Ancak, önümüzdeki dönemde gelişmekte olan ülkelere dönük genel küresel risk iştahının zayıf kalabileceği ve son dönemde ekonomideki şokların şirketler kesimi üzerindeki etkilerinin yeni yeni görülmeye başlanacağı beklentisi nedeniyle temkinli hareket edilmesi görüşündeyiz. Bu nedenle genel piyasa görüşümüzü “Nötr” olarak koruyoruz.

Yüksek faiz ve düşük büyüme bir süre kalıcı olabilir. 10 yıllık tahvil faizi Ağustos sonunda %23,4 gibi rekor bir seviyeye ulaştıktan sonra %18,0’in altına kadar geriledi. Yeni Ekonomik Program (YEP) hedefleri dikkate alındığında önceki yıllara göre bir süre daha faizlerin yukarıda, büyümenin ise daha sakin seyredeceği anlaşılıyor. Dolayısıyla hisse senetlerindeki son bir yıllık sert düşüşe rağmen, BIST-100 endeksi için öngördüğümüz %20’lik getiri potansiyeli sermaye maliyeti beklentisinin çok üzerine çıkamıyor.

Bankalarda daha sert bir fiyat revizyonu yaptık. Endeks hedefimizdeki artış hem (i) değerlemelerimizi iki çeyrek ötelememizden, hem de (ii) döviz kazanan ve düşük borçluluk taşıyan (çelik, savunma sanayi ve petrol sektörleri gibi) şirketlere kurdaki değişimin olumlu etkisinden kaynaklanıyor. Diğer taraftan, iç piyasa riski taşıyan, faize daha duyarlı ve döviz yükümlülüğü olan şirketlerin 12 aylık fiyat hedeflerinde keskiin düşüşler kaydettik. Bu veriler ışığında, bankalar, GYO'lar, çimento şirketleri, ve teknoloji için daha muhafazakar bir değerleme yaparken; iç pazardaki daralmanın etkisinden nispeten uzak ve döviz borç yükü taşımayan şirketler için daha kuvvetli değerlendirmede bulunduk.

Önümüzdeki dönemin belirleyici faktörlerine baktığımızda:
- GSYH'deki artışın hız kaybedeceğini, hatta YEP’te öngörülenin altına düşebileceğini,
- TCMB'nin para politikası adımları ve makro yeniden dengelenme ile kurda dalgalanmanın azalacağını,
- Enflasyonun 2018'in son çeyreğinde zirveye ulaşıp daha sonra hafifçe ve kademeli olarak düşeceğini,
- Faiz oranlarının yüksek kalarak ve iç tüketim talebini baskı altında tutacağını öngörüyoruz.


AK Yatırım
www.akyatirim.com.tr
 
                                  ***
                               Yasal Uyarı
 
 Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönettim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.



Diğer Haberler
TCMB, 1 ay vadeli, 300.00 milyon dolar tutarlı, TL uzlaşmalı vadeli döviz satım ihalesi açtıı
ECB/LANE : ENFLASYONUN YUKARI YÖNLÜ PATİKADA OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUZ
ECB/LANE: ENFLASYONUN YUKARI YÖNLÜ HAREKET ETİTĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ
Gösterge niteliğindeki TC Merkez Bankası Dolar Alış: 5,9902 Satış: 6,0010 Euro Alış: 6,9505 Satış: 6,9631
HİNDİSTAN'IN HAZİRAN SONUNDA DIŞ BORCU 514.4 MYR DOLAR -HÜKÜMET
Facebookta Paylaş