Koç Holding CEO'su Çakıroğlu:Değişmekten korkmuyoruz; kendimize güveniyoruz


Koç Topluluğu Yayını Bizden Haberler Dergisi'nin 490. sayısında, "34. Üst Düzey Yöneticiler Toplantısı"na katılan Koç Holding CEO'su Levent Çakıroğlu'nun konuşmasına yer verildi.

Koç Holding CEO'su Levent Çakıroğlu, 34. Üst Düzey Yöneticiler Toplantısı'nda geçtiğimiz yılın öne çıkan başlıklarına dair görüşlerini paylaştı. “Açık fikirlilikle dünyadaki gelişmeleri izliyoruz. Değişmekten korkmuyoruz; kendimize güveniyoruz!” diyerek Koç Topluluğu’nun farklı senaryolar için her an hazır olduğuna dikkat çekti. Çakıroğlu, pandeminin küresel etkilerinden Koç Topluluğu şirketlerinin bu süreçte hayata geçirdikleri başarılı çalışmalara, Topluluğun kültürel dönüşüm stratejisinden gelecekte bizleri bekleyen teknolojilere kadar birçok alanda değerlendirmelerde bulundu.

Koç Holding CEO’su Levent Çakıroğlu 34. Üst Düzey Yöneticiler Toplantısı’ndaki sözlerine 15 Eylül’de kaybettiğimiz Suna Kıraç’ı anarak başlayarak “Suna Hanım, ülkemiz ve Topluluğumuz için çalışırken, daha iyi bir gelecek için büyümenin ve gelişmenin sadece iktisadi değil, eğitim, kültür ve sanatla da olması gerektiğine inanan, vizyon sahibi bir liderdi. Cumhuriyet’in değerlerine sıkıca bağlıydı. İsmi, hayatına dokunduğu her insanda, ülkemizin, Topluluğumuzun tarihinde ve geleceğinde sonsuza dek yaşayacak. Suna Hanım'ı bir kez daha saygı ve rahmetle anıyorum" dedi.

“Değişim hız kesmeden sürüyor”
Levent Çakıroğlu, konuşmasına dünyayı şekillendiren dinamiklerden söz ederek devam etti. Bu dinamikleri belirsizlik ve değişim kavramları üzerinden değerlendirirken, “Değişim hız kesmeden sürüyor. Belirsizlikler de azalmıyor, aksine artıyor” dedi. Geçmişte yaptığı konuşmaları hatırlatan Çakıroğlu şunları söyledi: “İçinde bulunduğumuz dönemde teknolojinin tetiklediği değişimin söz konusu olduğunu ama önümüzdeki dönemde bugünden bilmediğimiz başka dinamiklerin zorladığı değişim ihtiyacıyla karşılaşacağımızı söylemiştim. Bu sebeple de değişimden korkmayan, değişimi kucaklayan, daha çevik, daha yenilikçi, daha rekabetçi bir kültüre ihtiyacımız olduğunu defalarca vurguladım. Nitekim 2020 yılında yaşadıklarımız bunu açıkça gösterdi.”
Ocak ayında Dünya Ekonomik Forumu tarafından yayınlanan Küresel Riskler Raporunda pandemi ihtimalinin ilk 10 risk arasında dahi değerlendirilmediğinin altını çizdi, Koç Topluluğu’nun ise o dönemde Çin’de başlayan salgınla ilgili bütünsel bir değerlendirme yapılması için harekete geçtiğine dikkat çekti. Dünyanın bu soruna çok hazırlıksız yakalandığını söylerken Koç Topluluğu’nun pandemi sürecinde belirlediği öncelikleri ise şöyle özetledi: “Pandemi sürecinde çalışma arkadaşlarımızın, iş ortaklarımızın, bayilerimizin, tedarikçilerimizin ve ailelerinin sağlığı birinci önceliğimizdi. Çok hızlı, dikkatli ve hassas davrandık. 11 Mart’taki pandemi ilanından önce seyahatleri yasakladık ve karantina tedbirlerini açıkladık. Uzaktan çalışma pratiğine hızla geçtik. İş yerlerinde çalışmaya devam eden arkadaşlarımız için gereken her türlü tedbiri derhal aldık. Küresel verileri takip ettik; gelişmeler ve bilimsel tavsiyeler ışığında bu tedbir setini güncelleyerek çalışmaya devam ettik. Aynı hassasiyetle, bu zor dönemde istihdamın korunmasını ve çalışma arkadaşlarımızın gelir kaybının önlenmesini de öncelik olarak kabul ettik. Zor zamanlarda arkadaşlarımızın ve ailelerinin kaygılarını azaltmaya, ihtiyaçlarına destek olmaya çalıştık.”
Topluluk şirketlerinin likiditeleri, faaliyetleri, bilançoları ve hatta iş modelleriyle ilgili tedbirlerin de hızla alındığına dikkat çeken Çakıroğlu, zor zamanlarında hayata geçirilerek fayda sağlayan projeleri de aktardı: “Ventilatörden entübasyon kabinine, siperlikten maskeye kadar; hızla tasarladık, ürettik, dağıttık… Bunlar üretim deneyimimiz olan ürünler de değildi. Yaptıklarımız hem ülkemizde hem de uluslararası platformlarda takdirle karşılandı. Ama daha önemlisi, ‘istersek yapabiliriz’ duygusunu pekiştirerek, zor zamanlarda bizlere de topluma da moral oldu, umut verdi. En başta, üretim tesislerimiz kesintisiz olarak veya kısa süreli kesintilerden sonra üretime devam ettiler. Banka şubelerimiz, bayilerimiz, istasyonlarımız, mağazalarımız, depolarımız her türlü sağlık tedbirini almak suretiyle faaliyetlerini sürdürerek halkın ihtiyacına cevap verdiler, ülke ekonomisine destek oldular. Büyük bir ekosistemin tam merkezindeyiz. 10 bin civarında bayimiz ve servisimiz, yüzlerce tedarikçimiz var. Onların sorumluluğunu da aynı şekilde hissediyoruz. Bu dönemde her birine, ihtiyaçları anında yanlarında olduğumuzu gösterdik. Gerektiğinde vade açtık, stoklarını yönetmelerine yardımcı olduk. Diğer yandan, şirketlerimiz tedarikçilerine olan yükümlülüklerini zamanında yerine getirdiler."
Levent Çakıroğlu ayrıca pandemi sürecinde büyük bir özveriyle çalışan sağlık çalışanlarına da teşekkür ederek: "Toplumsal fayda konusunda en kıymetli hizmeti, hiç şüphesiz ki Amerikan Hastanesi ve Koç Üniversitesi Hastanesi’ndeki hekimlerimiz, hemşirelerimiz, sağlık ve idari personelimiz ve elbette iş yeri hekimlerimiz ve sağlık çalışanlarımız sağladılar. Zorlu koşullarda fedakârca hizmet vermeye devam ediyorlar. Hepsiyle iftihar ediyoruz" dedi.

"Pandemi sürecinde hayata geçirdiğimiz çalışmalar, 'istersek yapabiliriz’ duygusunu pekiştirerek, zor zamanlarda bizlere de topluma da moral oldu, umut verdi."
 

“Dünya, dijitalleşmede 8 haftada 5 yıllık mesafe aldı”
Pandeminin yarattığı zorunluluklarla dijitalleşmede çok kısa sürede önemli mesafe alındığını aktaran; McKinsey’in hazırladığı bir rapora göre, tüketicilerin ve şirketlerin dijitalleşme alanında 5 yılda kat etmesi beklenen mesafeyi 8 haftada aldığına dikkat çeken Çakıroğlu, bu dönemde, online satışların katlanarak büyüdüğünü, toplu taşıma yerine özel araç tercihlerinin arttığını; bisiklet ve scooter kiralama uygulamalarının hızla büyüdüğünü söyledi. "Evler aynı zamanda ofis ve okul hâline geldi" sözlerini kullanan Levent Çakıroğlu, "Bu durum emlak piyasasını ve ev geliştirme sektörünü hareketlendirdi. Uzaktan sağlık hizmetleri de hızla büyüdü. Tiyatrolar, arşivlerindeki oyunları online izlemeye açtı. Müzelerimiz de sergilerini sanal ziyarete açtı. Hava yolu taşımacılığının pandemi öncesi seviyesine dönmesinin uzun süre alması bekleniyor" dedi.

“Yeni ve bölgesel iş birlikleri oluştu”
Levent Çakıroğlu konuşmasının devamında pandeminin ekonomi ve dünya ticareti üzerindeki etkilerine değindi. Bu etkileri “son derece sarsıcı oldu” sözleriyle özetledi. Çakıroğlu sözlerine şöyle devam etti: “2020’ye girerken dünya ekonomisinin yüzde 3,3 büyümesi beklenirken, 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana en sert ekonomik daralmayı yaşıyoruz. Yılsonu için küresel ölçekte yüzde 4,4 küçülme tahmini yapılıyor. Bu durum emtia fiyatlarına da tabiatıyla tesir etti. Bizi en çok etkileyen ise petrol fiyatlarındaki sert dalgalanmalar oldu. Yıla başlarken petrol fiyatlarının 2019 seviyelerine yakın seyrederek, 60 dolar civarında kalması bekleniyordu. Oysa talepteki ani daralma sebebiyle hızla 13 dolara kadar indi; WTI ise kısa süreli de olsa negatif fiyatla işlem gördü.
Pandeminin başlarında yaşanan bu şokun 1929’daki Büyük Buhran’la karşılaştırması yapıldı; yine böyle bir sürece girilmesinden endişe edildi. Ancak bu defa devletler hızlı hareket ettiler; salgının etkilerini gidermek üzere kapsamlı mali destek paketlerini uygulamaya koydular. Bu mali desteklerin hacmi 12 trilyon dolara ulaştı; dünya ekonomisinin yüzde 14’üne tekabül ediyor. Bunun sonucunda ülkelerin bütçe açıklarının da milli gelire oranı hızla arttı.
Genişlemeci maliye politikalarının yanı sıra, merkez bankaları da tahvil piyasalarından alım yaparak devasa boyutlarda parasal genişlemeye gittiler. 2020’de FED, ECB, Japon ve Çin merkez bankalarının toplam bilanço büyüklüğü 8 trilyon dolarlık artışla 27 trilyon dolara ulaştı. Diğer yandan devletler stratejik gördükleri şirketleri de ayrıca desteklediler.”
Levent Çakıroğlu faizlerin küresel ölçekte düşük seviyelerde bulunduğuna dikkat çekerken yaklaşık 18 trilyon dolarlık tahvilin negatif faizlerle işlem gördüğüne değindi. “Salgınla birlikte merkez bankalarının faizleri daha da düşürmeleri ve likiditeyi neredeyse sınırsız bir şekilde artırmaları, sıfır faiz ortamının artık kalıcı hâle gelebileceği değerlendirmelerine yol açtı. Dünyadaki sağlıksız büyüme görünümü nedeniyle, faizlerin uzun süre normal sayılan seviyelere yükselemeyeceği beklentisi oluştu” dedi.
Pandeminin tedarik zinciri üzerindeki sarsıcı etkileri sebebiyle şirketlerin tedarik zinciri mimarilerini de yeniden tasarlamak zorunda kaldığına da dikkat çeken Levent Çakıroğlu, bu çerçevede, devletlerin de stratejik sektörlerdeki üretimi kendi ülkelerine kaydırma doğrultusunda aktif pozisyon almaya başladıklarını dile getirerek yeni bölgesel iş birlikleri oluştuğunu söyledi.

Son dönemlerin en önemli bölgesel ticaret anlaşması
“Avrupa Birliği, bir süredir stratejik otonomi konusunu tartışıyor” diyerek sözlerini sürdüren Levent Çakıroğlu, üye ülkelerde bu kavramın tanımına yönelik fikir birliği olmadığına ve işin ticari olduğu kadar güvenlik boyutunun da bulunduğuna dikkat çekti. “AB Komisyonu hâlihazırda sınırda karbon vergisinden, yabancı sermayenin belli sektörlerdeki yatırımlarını izlemeye kadar ciddi önlemlerin devreye alınmasına öncülük ediyor; ilaç sanayisi ve pil ham maddeleri gibi alanlarda tedarik bağımsızlığına vurgu yapıyor” dedi.
15 Kasım’da Çin, Japonya ve Güney Kore arasında imzalanan son dönemlerin en önemli bölgesel ticaret anlaşmasına da değinen Levent Çakıroğlu, bu anlaşmanın dünya ekonomisine 2030 itibarıyla yıllık yaklaşık 200 milyar USD ilave büyüme etkisi yapmasının beklendiğinin altını çizdi.
 
Koç Topluluğu pandemi krizine hazırlıklı girdi
Levent Çakıroğlu konuşmasında pandemi sürecindeki önceliklerinden birinin de Topluluk şirketlerinin sağlığı olduğunu söyleyerek bilançoların her zaman disiplinli bir şekilde yönetildiğine dikkat çekti. Nakit akışı yönetimine verilen önemden de bahsederek, gerek 2018 yılındaki kur şokunda gerekse de 2020’de yaşanılan krizde hazırlıklı olmanın rahatlığını yaşadıklarını söyledi.
 
Kültürel dönüşümün parçaları
Pandemi sürecinin başarıyla yönetildiğine dikkat çeken Çakıroğlu, "Bunda kararlılıkla uyguladığımız dönüşüm vizyonu ve bu vizyonu destekleyen dijital dönüşüm, inovasyon, kurum içi girişimcilik, sıfır bazlı bütçeleme ve çevik yönetim gibi çok önemli inisiyatiflerimizin büyük katkısı olduğuna inanıyorum” dedi.Çakıroğlu, konuşmasının devamında ise bu sürecin katkılarından bahsetti: “Her şeyden önce açık fikirlilikle dünyadaki gelişmeleri izliyoruz. Değişmekten korkmuyoruz; kendimize güveniyoruz. Pandemi sürecinde de teknoloji alt yapımız sayesinde hızla uzaktan çalışmaya geçebildik. Hatta çağrı merkezlerimizde çalışan arkadaşlarımız evlerinden hizmet verdiler. Ayrıca dijital dönüşüm projelerinin sağladığı verimlilik kârlılıklarımıza olumlu yansıdı. Dijital dönüşümden en önemli beklentilerimizden biri, veriye dayalı karar verme disiplinini iş yapış kültürümüzün ayrılmaz parçası hâline getirmek... Öyle de yaptık. Gerek sağlığımızı korumak için gerekse piyasalardaki gelişimi anlamak için Ülkemizdeki ve dünyadaki verileri en iyi şekilde değerlendirdik, karar verdik ve hızla harekete geçtik. Çevik takımlarımız dinamikleri izleyerek ülkemizde değişen ihtiyaçlara hızla cevap verdiler. Yenilikçi projelerimize de cesaretle devam ettik.”

“Pandemi sürecini başarıyla yönetebildiysek, bunda kararlılıkla uyguladığımız dönüşüm vizyonu ve bu vizyonu destekleyen dijital dönüşüm, inovasyon, kurum içi girişimcilik, sıfır bazlı bütçeleme ve çevik yönetim gibi çok önemli inisiyatiflerimizin büyük katkısı olduğuna inanıyorum.”
 
Sıfır Bazlı Bütçeleme'de sıra üçüncü fazda
Koç Topluluğu geçtiğimiz yıl 5 öncü şirketiyle Sıfır Bazlı Bütçeleme programına başlamış, bu yıl da geri kalan şirketlerin katılımıyla ikinci faza geçmesi planlanmıştı. Pandemi koşullarına rağmen bu alanda hız kesilmedi ve program online platformlar üzerinden devam ettirildi. Çakıroğlu, Sıfır Bazlı Bütçeleme ile elde edilen sonuçların çarpıcı olduğunu vurgulayarak bu anlayışın tüm süreçlerin baştan sona sorgulanmasına, iş yapış tarzının gözden geçirilmesine ve hatta iş modellerinin yeniden tasarlanmasına varıncaya kadar önemli bir dönüşüm yarattığına dikkat çekti. Likidite, kaynak yönetimi ve kârlılığa önemli katkı sağlayan modelin tam zamanında devreye alındığını söyleyerek, “Özellikle pandemi sebebiyle Sıfır Bazlı Bütçeleme yaklaşımının katma değeri çok daha görünür hale geldi” dedi.
Yapılan 450 çalıştayda 2500’den fazla yeni verimlilik fikri geliştirildiğini, bu sayede bu alandaki hedefin yüzde 95’ine ulaşılacağını aktaran Çakıroğlu,, “Bu müthiş bir performans!” dedi. Sözlerine şöyle devam etti: "Rakamlar işin parasal boyutunu çarpıcı şekilde ortaya koyuyor. Ayrıca daha az kaynak kullandıkça çevresel etkimizi de azaltıyoruz.
Ancak, en az o kadar önemli diğer bir konu ise amaçladığımız kültür dönüşümüne hizmet etmesi. Artık tüm kaynak kullanımına farklı bir gözle ve zihinle bakıyoruz. İş modellerimizi sorguluyoruz ve dönüştürüyoruz. Şimdi 3. faza geçiyoruz. İki yıl boyunca farklı şirketlerimizde tespit ettiğimiz en iyi uygulamaları, temel harcama kategorileri özelinde oluşturacağımız uzmanlık grupları aracılığıyla Topluluk geneline yaygınlaştıracağız. Bu sayede Topluluğumuzda iş birliklerini geliştirmeyi ve sürekli verimlilik artışı hedefimizi desteklemeyi amaçlıyoruz.”

"Sıfır Bazlı Bütçeleme anlayışı tüm süreçlerimizi baştan sona sorgulamamıza, iş yapış tarzımızı gözden geçirmemize ve hatta iş modellerimizi yeniden tasarlamamıza varacak kadar önemli bir dönüşüm yarattı."
 
“Coğrafi yaygınlığımızla birlikte kültürel zenginliğimiz de artıyor”
Koç Topluluğu’nun küresel genişleme vizyonu doğrultusunda yurt dışı yatırım faaliyetlerini sürdürdüğünü anlatan Çakıroğlu, Arçelik'in, Hitachi’nin Japonya dışındaki ev aletleri işini çoğunluk hissedar olacak şekilde satın aldığını hatırlatarak, Arçelik’in yüzde 60 hisseye sahip olacağı yeni ortaklıkta, Tayland ve Çin’deki üretim tesislerine ilave olarak, bölge ülkelerindeki satış pazarlama şirketlerinin yönetimini de Arçelik’in üstleneceğini hatırlattı. Bölgenin potansiyeli sebebiyle Asya Pasifik’teki büyüme stratejisine uygun olarak daha önce Tayland’da üretim tesisi kurulduğunu hatırlatan Çakıroğlu, yaklaşık 1 milyar dolar cirosu bulunan bu yeni satın alma işlemiyle birlikte çok stratejik bir adım atıldığını sözlerine ekledi. “Coğrafi yaygınlığımızla birlikte kültürel zenginliğimiz de artıyor” dedi.
 
Çevik dönüşüm yolculuğu
Levent Çakıroğlu konuşmasında çevik dönüşüm yolculuğuna da değindi. Pandemi sürecinde toplumsal fayda yaratan projelerin çevik takımlarca, çevik yönetim modeliyle gerçekleştiğini anlatırken çevik modelin temel taşlarından birinin de Çevik Koçlar (Agile Coach) olduğunu söyledi. Bir yandan bu yetkinliğe sahip çalışanları kazanmaya çalışırken, diğer yandan Topluluk içinde Çevik Koçlar yetiştirildiğini aktardı. Dünyada bir ilki gerçekleştirerek Harvard Business School ile iş birliğinde “Çevik Akademi”nin tasarlandığını söylerken, bu akademide Çevik Koçlar ve uzmanlar yetiştirileceğini, yöneticilere çevik yönetim modeli eğitimleri verileceğini söyledi.
 
Uzaktan çalışma modeli kısmen kalıcı hâle geliyor
Çakıroğlu konuşmasında esnek çalışma konusunu da değindi. Pandemiye kadar kısmi uygulamaların hayata geçirildiğini söylerken pandemiyle birlikte uzaktan çalışmaya hızla geçildiğini vurguladı. “Bu dönemde elde edilen tecrübelerimiz ışığında, geleceğin esnek çalışma modellerine yönelik çalışmalarımızı olgunlaştırarak devreye alıyoruz. Uzaktan çalışma modeli 35 bin ofis çalışanı arkadaşımız için kalıcı bir uygulama haline geliyor. Uzaktan/esnek çalışma, çalışanların yolda geçen zamanlarını ortadan kaldırıyor. Ofis alanı, personel servisi kapasitesi gibi ihtiyaçlar azalıyor. Hem çalışan tatminini hem de verimliliği artıracak büyük bir potansiyel var” dedi.
Sıfır Bazlı Bütçeleme bakış açısıyla fonksiyonlar arası kaynak dağılımı ve iş gücü ihtiyacının taze bir zihinle gözden geçirilmesi gerektiğini söylerken “Stratejik İş Gücü Dönüşümü” konusuna da değindi. Bu yıl öncü projenin Koçtaş’ta gerçekleştirildiğini, projede sağlanan faydalar göz önüne alındığında bu çalışmanın 2021’de Toplulukta yaygınlaştırılacağını belirtti. “Uzaktan/esnek çalışma modelinin getirdiği avantajlardan biri de, dünyanın farklı ülkelerinden ihtiyaç duyulan yetkinlikte profesyonellerle çalışmaya imkân vermesi” dedi. Çakıroğlu ayrıca uzaktan çalışmanın, liderlerin yetkinlikleri konusunda da farklılıklar gerektireceğinin altını çizdi. “Bu ekipleri yöneten liderlerin, çalışanların birbirleriyle ve şirketleriyle bağlarını kurabilen, organizasyon yetenekleri güçlü kişiler olmaları bekleniyor” dedi.

"Uzaktan çalışmada bu ekipleri yöneten liderlerin, çalışanların birbirleriyle ve şirketleriyle bağlarını kurabilen, organizasyon yetenekleri güçlü kişiler olmaları bekleniyor.”
 
Yeni performans sistemi: Koç Diyalog
Dönüşüm sürecinde daha fazla geri bildirim ve diyalog içeren, daha hızlı, daha iddialı bir performans yönetim sistemine ihtiyaç duyulduğunu aktaran Çakıroğlu şunları söyledi: “Geniş katılımlı çalışmalarla, sizlerden aldığımız fikirlerle ve küresel örnekleri de inceleyerek yeni performans sistemimizi tasarladık. Mevcut sistemin güçlü yönlerini koruduk. Esas itibarıyla bireysel başarıyla birlikte takım performansının öne çıktığı, geçmişten çok geleceğe odaklanan, geri bildirimin daha sık ve fazla olduğu, şirket hedeflerine katkının daha belirgin değerlendirildiği, kişisel gelişime daha fazla destek verecek bir sistemi hedefledik.
Koç Diyalog aynı zamanda çevik yönetim prensipleriyle ahenkli, dijital dönüşüm, inovasyon ve kurum içi girişimcilik gibi inisiyatiflerimizi destekleyecek bir sistem oldu.
Tasarladığımız özel eğitim programıyla, yeni sisteme geçişimizi hızlandıracak ve 2021 yılında tüm Toplulukta devreye alacağız.
Ücretlendirme sistemimizi, yeni performans sistemiyle uyumlu şekilde revize etmeye başladık. Bu yeniliği de 2021 yılında performans sistemimizle birlikte devreye alıyoruz.”
Forbes Dergisi'nin yayınladığı “Dünyanın En İyi İşverenleri” araştırması listesinde Koç Topluluğu’nun yine Türkiye’nin ilk sırasında yer aldığını söyleyen Levent Çakıroğlu, çalışan bağlılığındaki yükselişe de değindi. Çakıroğlu ayrıca ofis ve saha çalışanlarının bağlılık skorları arasındaki farkın kapandığını da aktardı. “Önümüzdeki dönemde çalışan deneyimi alanındaki odağımızı koruyarak çalışma arkadaşlarımızın ve ailelerinin deneyimini iyileştirmeye devam edeceğiz” dedi.
 
“Sürdürülebilirlik iş modelimizin parçası hâline gelmeli”
Sürdürülebilirlik konusunu iş modelinin bir parçası haline getirerek fırsatlar yaratılabileceğini söyleyen Levent Çakıroğlu, dünya ülkelerinin konuya yaklaşımını da şu sözlerle hatırlattı: “2015’teki Paris Zirvesi iklim değişikliğiyle mücadelede bir umut ışığı yaksa da, Başkan Trump’ın Kyoto Protokolü’nden çekilme kararı büyük bir hayal kırıklığına sebep oldu. Son birkaç aydır bu karamsar hava hızla değişiyor. Çin 2060, Japonya ve Güney Kore 2050 yılında karbon nötr olacaklarını, yani net sıfır emisyon seviyesine geleceklerini, ilan ettiler.”
Küresel emisyonun yüzde 25’ini üreten Çin’in bu taahhüdünün küresel iklim politikası açısından da dönüştürücü etki yapacağına dikkat çeken Çakıroğlu, 12 Aralık’ta gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi’nin odağının yine ülkelerin emisyon azaltma hedefleri olduğunu söyledi. “Biz de Koç Holding olarak 2050 yılında 'net sıfır karbon hedefinin desteklenmesini' içeren Ortak Bildiri'nin imzacısı olduk ve bu çerçevede (karbon ayak izimizin azaltılmasına yönelik olarak) çalışmalara başladık. Gururla ifade etmek isterim ki, Arçelik bu yıl karbon nötr seviyesine ulaştı. Ayrıca Dow Jones Sürdürülebilirlik Endeksi’nde de sektöründeki lider konumunu devam ettiriyor. Bir diğer gurur verici gelişme de Ford Otosan’da yaşandı. Ford Trucks, Avrupa Otomobil Üreticileri Birliği ile ortak bildiriye imza atarak 2040 yılına kadar sıfır emisyon hedefini açıkladı. Aslında bu olumlu gelişmelerin öncüsü Avrupa Birliği’nin geçen yılın sonunda Yeşil Mutabakat ile 2050 yılında karbon nötr olacağını duyurması oldu” dedi.
Avrupa Birliği’nin iklim değişikliğiyle mücadelesinin merkezine koyduğu Yeşil Mutabakat’ın esas itibarıyla üye devletlerin dijital dönüşümünü hızlandıracak, rekabetçi üstünlük kazanmalarını sağlayacak ve istihdamı artıracak bir ekonomik büyüme modeli olduğunu vurgulayan Levent Çakıroğlu, Mutabakat’ın sadece kıta ekonomisine değil uluslararası ticarete de yeni bir boyut getirmesinin beklendiğini ve bu nedenle de dış ticaretinin yüzde 50’sini Avrupa Birliği ile gerçekleştiren Türkiye ve dolayısıyla Koç Topluluğu için büyük önem taşıdığını söyledi. “Bu doğrultuda Dünya Ekonomik Forumu bünyesinde oluşturulan ve 30 küresel firmanın davet edildiği CEO Eylem Grubu’na dâhil olduk. Avrupa Birliği üyesi olmayan ülkelerdeki şirketlerin de fonlama mekanizmalarından yararlanması ve bu şirketlerin değerlendirilmesinde sürdürülebilirlik performansının dikkate alınmasını önerdik. Her iki önerimiz de WEF’in Ortak Bildirisine dâhil edildi” dedi. Çakıroğlu konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Sınırda karbon vergisi Yeşil Mutabakat’ın en önemli başlıklarından biri ve Avrupa Birliği ülkelerinin ithal ettikleri ürünlerin içeriğindeki karbon emisyonu üzerinden alınacak. Halen pek çok bilinmeyen var. 2021 Haziran ayında Avrupa Komisyonu’na sunulması ve 2022’de uygulamaya başlanması bekleniyor. Yeşil Mutabakat tedarik zincirinde de önemli değişiklikleri tetikleme potansiyeline sahip. Üreticiler, ürettiği ürünün bünyesine giren bileşenlerin karbon ayak izini azaltmak için, bu konuda en cazip tedarikçiye yönelmek zorunda kalacaklar. Zira karbon vergisi, bazı sektörlerde önemli bir maliyet kalemi haline gelebilir. Buna bağlı olarak, bu konuda hızla hareket ederek rekabetçi avantaj sağlamak da mümkün. Bu konudaki çalışmalarımızı Karbon Dönüşümü başlığı altında yeni bir inisiyatif olarak yöneteceğiz. Halihazırda Avrupa Birliği emisyon azaltımı konusunda önceki taahhütlerinin de ötesinde başarı sağladı. Bunda yenilenebilir enerjiye yaptığı yatırımların payı büyük.”



Diğer Haberler
Merkez Bankası'nın bir sonraki iş günü için açıkladığı geçici rezerv -61071,3 milyon TL
ECB/MAKHLOUF: YASAL SERMAYE GEREKSİNİMLERİNİ DEĞİŞTİRMEK İÇİN PLAN YOK
İMF/GEORGİEVA: İMF, İKLİM RİSKLERİNİN EKONOMİK ETKİSİNİ TAKİP ETMEK İÇİN YENİ BİR İKLİM DEĞİŞİKLİK PANELİ BAŞLATACAK
ECB/LANE: PARA POLİTİKASI İLE İLGİLİ OLARAK, DENGE REEL FAİZ ORANINDAKİ DÜŞÜŞ, DEVAM EDEN STRATEJİ İNCELEMEMİZİN ANA KONUSU
ECB/LANE: YENİ İSTİKRARLI DURUM DÜŞÜNÜLDÜĞÜNDE, DÜŞÜK DENGE REEL FAİZ ORANLARININ MALİYE VE PARA POLİTİKASI ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ ÖNCELİKLİ KONUDUR
ÇİN MERKEZ BANKASI BAŞKANI : POLİTİK UÇURUMDAN KAÇINMAYA YÖNELİK POLİTİKA İSTİKRARINI SÜRDÜRMEYE BAKIYORUZ
ABD/FAUCI: G.AFRİKA VARYANTI AŞI ETKİNLİĞİ ÜZERİNDE DAHA FAZLA TEHDİT OLUŞTURUYOR
ÇİN MERKEZ BANKASI BAŞKANI : PARA ARZI BÜYÜMESİNİ NOMİNAL GSYİH BÜYÜME ORANI İLE AYNI ÇİZGİDE KORUMAYA DEVAM EDECEĞİZ
Facebookta Paylaş