Makro analiz (Sesmir)

Doğru kurgulanan bir para ve maliye politikası olmayınca, makro ihtiyati önlemler hiçbir zaman uzun vadeli çözüm aracı olma özelliği kazanamazlar.

Yüksek enflasyonun gelirlerde yarattığı erozyon, talep genel seviyesinin düşmesine, taleplerin öne çekilmesinin zorlaşmasına ve ekonomik büyümenin aşağı yönlü baskılanmasına neden olmaya başlamıştır.

DHMİ ve KEGM ’in yaklaşık 900 Milyon TL ’lık beklenen sembolik gelirleri güvence gösterilerek, Türkiye genelinde milyarları bulan yüksek miktarlı GES ihracının planlanması finans matematiği açısından tutarsızlıktır. Zira, her iki KİT’in toplam geliri planlanan GES ihracının yanında bir hiç kalmaktadır. Dolayısıyla, karşılığı belirlenmeyen bir ihraç söz konusu olacaktır.

Hazine’nin 2 yıllık gösterge borçlanma araçlarının getirisi mevcut durumda %28’ler civarında iken, ihracı düşünülen GES ’lerin bileşik faiz getirisine %25’ ler civarında üst sınır getirilmesi GES’ lerin tercih edilme şansını daha işin başında azaltmaktadır. Ayrıca Üç aylık enflasyon hemen hemen %15-20 civarında iken, GES’ ler için üç aylık dönemsel getirinin %5-6 olarak öngörülmesi hatadır.

Dövize yönelecek tasarrufların GES’ e çekilmesi yönündeki beklentinin maliyeti, çok net olarak bankaların dışlanması (crowding out) olacaktır.

Son 3-4 yıldır dışlanan Londra Swap Piyasasının tahsisli swap olarak tekrar oyuna davet edilmesinin bu saatten sonra sıcak para yaratması yönünden önemli bir katkıda bulunacağının beklenmesi oldukça zor gözüküyor.

Reeskont kredisi kullananlara Merkez Bankası tarafından getirilen %70 döviz satma, %20 KKM ’a geçme ve 1 aylık vadede döviz alamama gibi sınırlamalar, kayıt dışılığı canlandıracak oldukça ağır kambiyo sınırlamalarıdır.

Hem tüketiciler hem de çiftçiler açısından girdi arz eksikliği, gıda ürünlerinin fiyat istikrarsızlığını uzun süre besleyecek risk unsuru haline gelmiştir. Girdi bağımlılığının azaltılmasına ilişkin teşvikli uygulamalara ağırlık verilmelidir.

Dış ticaret dengesindeki negatif seviye düşmedikçe ve dış ticaret hadleri lehe dönmedikçe, İhracat artışlarının olağan üstü bir performans olarak değerlendirilmesi istatistiki olarak anlamsızdır. Ayrıca, Ödemeler dengesinde hemen hemen ana fonlama kalemi haline gelen hata ve noksan kalemindeki fahiş artış izah edilmelidir.

Küresel piyasalarda en ağır şekilde devam eden sıkılaşma politikalarına rağmen, Türkiye ekonomisinde faiz indirimlerine gidileceği algısının yaratılması oyun dışına çıkmak demektir.


 Orhan Ökmen
 Başkan
Sesmir Kurumsal ve Finansal Danışmanlık A.Ş
                                  ***
                               Yasal Uyarı
 
 Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.



Facebookta Paylaş