https://terayatirim.com/arastirma/makro-perspektif/090520221421
Fed Perspektifinde Ekonomik Yavaşlama Etkisi
Enflasyona karşı bireysellerin durumu… Mart ayında yapmış olduğu 25 bps faiz artışı ile sıkılaşma periyodunu başlatan Fed, Mayıs ayında 50 bps ile yoluna devam etme kararı almıştır. Ekonomik resesyon olgularından kaçınma noktasında, enflasyon konusunu da göz ardı edemeyen bir paradoks içinde kalan Fed’in Haziran ayında da 50 bps ile mevcut sıkılaşma ivmesini devam ettireceği öngörülüyor. Gelişmiş ülke ekonomilerinde tüketici davranışları ve harcama eğilimleri, enflasyon karşısında negatifte kalan reel gelirler nedeniyle erozyona uğrarken, Merkez bankalarının politikalarının enflasyonu ne kadar durduracağı ve bunu yaparken ekonomide durgunluğa sebebiyet verip vermeyeceği en ana olgu olarak izlenmektedir.
Bilinen olgu, şu anda yüksek enflasyona karşı ekside olan reel faizlerin hane halklarının servet ve tasarruf durumlarını olumsuz etkilediğidir. Merkez bankasının getireceği sıkı finansal koşullar ile reel faizler yükselecek, kredi ve ipotek oranları artacak ve risksiz faiz oranındaki artış ile hisse senetlerinin fiyatı düşebilecektir.
Faiz dinamiklerinde farklı etkiler… Fed gibi bir merkez bankasının geçmişte enflasyonun yüksek seviyelerden indirilmesi yönünde, ekonomiyi ciddi anlamda durgunluğa sokacak sert faiz artırımları düzleminde nasıl ilerlediği ve resesyonu belli bir dönem tolere ettiği bilinen bir olgudur. 2016 - 2019 model parasal sıkılaşmada ise, Fed yüksek enflasyon gibi bir faktörle mücadele etmek durumunda değildi. Fed, ciddi anlamda bir talep yavaşlama yaratarak enflasyonu yönetilebilir kılmaya çalışmaktadır. Bu durum, özellikle konut sektörü tarafında artan faizler, kısılan talep etkisi oluşturacak ve fiyatların düşmesi konusunda bir etki yaratacaktır. Bu durumun elbette tutulan varlıklar üzerinden, ev değerlerinin değişimi üzerinden de bir etkisi olacak ve yüksek fiyattan alınan konutların karlı satılması zorlaşacaktır. ABD’de mortgage oranları yükselirken, konut piyasasının yavaşlaması kaçınılmaz bir olgu olacaktır.
Ekonomik dengeler… Fed’in uzun vadeli hedef fonlama oranı olarak %2,5 seviyesine yakın bir seviyeyi belirlediği bilinmektedir. Mayıs ayında yapılan faiz artışı fonlama oranını %1’e getirirken, Haziran’da gelecek 50 bps artırım ile %1,5 bandına ulaşılmış olacaktır. Bu, sonraki aylarda 50 bps faiz standardı düşünüldüğünde, ekonomik büyümenin, enflasyonun ve istihdamın dengede olduğunun varsayıldığı nötr faiz oranına ulaşılmasının yakın olduğunu göstermektedir.
Sonuç? Ekonomik büyümede yavaşlama sinyalleri görülürse Fed’in rotayı ilerletmede yavaşlayabileceği düşünülüyor. Bunun en önemli göstergesi olarak da istihdam piyasası gösteriliyor. Fed’in böyle bir ortamda mevcut politika sıkılaştırmasının efektifliği, eğer enflasyon düşerse ve marjinal etkilerden kaçınılırsa ortaya çıkacaktır. Yani enflasyonun ne kadarı kontrol dışı küresel arz dinamiklerinden geliyor, ne kadarı bozulan fiyatlama, tüketici/üretici davranışları ve talep olgusundan gelmektedir? Ekonomi resesyona girmediği sürece Fed, faizleri artırmada daha rahat olacak, ancak resesyon riski arttığında gözden geçirme ihtiyacı duyacaktır.
Enver Erkan
Araştırma - Başekonomist
Tera Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
www.terayatirim.com
***
Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.