Sabah Stratejisi (Ziraat Yatırım)

Geçen hafta 5.222-5.503 seviyeleri arasında işlem gören BİST-100'de kapanış 5.385'den gerçekleşti ve haftalık değişim %+3,3 oldu. Cuma günü endekste TUPRS'ın temettü ödemesi ile EREGL/ISDMR'deki temettü dağıtmama teklifinin Genel Kurul'a sunulacak olması negatif etki etmişti. Hafta genelinde BİST-100'de ortalama işlem hacmi de 92,8 milyar TL ile önceki haftalara göre yükselmeye devam etti. Endekse en çok destek veren hisseler ISCTR, AKBNK ve YKBNK olarak sıralanırken, EREGL, HEKTS ve DOAS negatif ekti eden hisseler arasında ilk 3'te yer aldı. Yurtdışı borsalara baktığımızda hem Amerikan hem de Avrupa piyasalarında satış baskısı hakimdi. ABD'de endeksler %4,4-4,7 düşüş kaydederken, Avrupa'da Euro Stoxx 50 endeksi %1,5 geriledi. Cuma günü ABD'de açıklanan tarım dışı istihdam verisinin beklentilerden iyi gelmesine rağmen piyasaların odağında SVB (Silicon Valley Bank) ile ilgili gelişmeler daha ön plandaydı. ABD'de sistematik risklerin gündeme gelmesiyle, güvenli liman özelliğiyle taleple karşılaşan ABD 10 yıllık tahvilin faizi %3,7'leri test etti. Hafta içinde 105,9 seviyelerinde olan Dolar endeksi (DXY) de Cuma günü 104'e kadar geriledi. Bugüne baktığımızda Avrupa vadelileri ekside, ABD vadelileri ise artıda. Japonya hariç MSCI Asya Pasifik endeksi ise yaklaşık %1,3 yukarıda. Yurtiçinde ise Cuma günü seçim tarihinin netleşmesinin ardından siyasi gelişmelerin ağırlığını koruyacağını düşündüğümüz BİST-100'ün güne yatay bir açılış yapmasını bekliyoruz. Diğer taraftan, Ford Otosan'ın bugünkü kar payı ödemesinin endekse yaklaşık %0,1'lik negatif etkisi olacağını hesaplıyoruz. Haftalık veri takviminde, ABD'de TÜFE, ÜFE, perakende satışlar öne çıkıyor. Ayrıca, Fed'den Bowman'ın konuşması izlenebilir. Avrupa'da ECB toplantısı ve Başkan Lagarde'ın konuşması ile TÜFE haftanın takip edilecekleri arasında. Yurtiçinde ise cari denge, TCMB piyasa katılımcıları anketi ve Fitch'in Türkiye kredi notu değerlendirmesi açıklanacak. Ek olarak, bugün Borsa İstanbul'da konsolide olan 4. çeyrek finansallarının son gönderim günü.

  
 
    
 
MAKROEKONOMİ

 
ABD tarafında, istihdam piyasası verilerinden şubat ayı tarım dışı istihdam, işsizlik oranı ve ortalama saatlik kazançlar verileri izlendi. Şubat ayında tarım dışı istihdam artışı, 311 bin kişi seviyesinde gerçekleşerek beklentilerin (225 bin kişi) üzerinde geldi, önceki ayın verisi ise 517 bin kişi seviyesinden 504 bin kişi seviyesine hafif aşağı yönlü revize edildi. İşsizlik oranı ise yatay seyretme beklentilerine karşın %3,4'ten %3,6 seviyesine yükseldi. Enflasyonun seyri açısından bakılan ortalama saatlik kazançlar, yani ücretlerdeki artış hızı ise şubatta aylık bazda %0,3'ten %0,2 seviyesine yavaşlayarak beklentilerin (%0,3 artış) altında gerçekleşti ve böylece son bir yılın en düşük seviyesinde kaydedildi, yıllık ise %4,4'ten %4,6 seviyesine yükselerek beklentilerin (%4,7 artış) hafif altında kaldı.

Yurt içinde ise, TÜİK tarafından ocak ayı sanayi üretimi verisi yayınlandı. Deprem öncesi dönemde sanayi üretimi ocak ayında beklentilerin belirgin üzerinde artış sergiledi, mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi aralık ayındaki aylık %1,7 artış ardından ocakta da aylık %1,9 arttı. Takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretim endeksi yıllık olarak iki aylık düşüşün (kasımda %1,1 düşüş ve aralıkta %0,4 düşüş) ardından ocakta pozitife dönerek %4,5 oranında güçlü artış kaydetti. Bloomberg beklentisi ocakta yıllık %2,1 artış ve aylık %0,7 artış idi.
• Ocakta imalat sanayi kalemi altındaki 24 sektörün 15'inde aylık artış yaşandı (aralıkta 18'inde artış gözlenmişti), ağaç ürünleri (mobilya hariç), ana metal sanayi, diğer metalik olmayan mineral ürünler, kauçuk ve plastik ürünler ve elektrikli teçhizat imalatı artışlara öncülük etti. Diğer ulaşım araçlarının imalatı (gemi, demir yolu lokomotif ile hava taşıtları yapımı vs.), içecek ve temel eczacılık ürünleri imalatı sektörlerinde ise en fazla düşüşün yaşandığı görüldü.
• İhracat görünümü için izlediğimiz ara malı imalatı, sanayi üretimine ocak ayında en güçlü katkı veren kalem oldu. Tüketimin seyri konusunda izlenen verilerden dayanıksız tüketim malları imalatı ise artış yönünde sınırlı katkı verdi. Bunun yanında, dayanıklı tüketim malları imalatı, ocakta sanayi üretimine katkıda bulunmazken, yatırımların seyrine dair fikir veren sermaye malı imalatı ve enerji üretimi ise sınırlı düşüş yönünde etkide bulundu. Sanayi üretimine teknoloji kırılımına göre bakıldığında yüksek teknoloji grubunun, ocakta aylık bazda düşüşünü hızlandırarak son iki aydır gerilediği gözlenirken, diğer teknoloji alt gruplarında ise aylık bazda üretim arttı.
 
Ayrıca TÜİK tarafından ocak ayı iş gücü istatistikleri yayınlandı. Arındırılmış işsizlik oranı ocak ayında istihdam edilenlerin sayısındaki artışın ve işsizlerin sayısındaki düşüşün etkisiyle 0,5 puanlık düşüşle %9,7 seviyesinde gerçekleşti ve böylece dört aylık aranın ardından yeniden tek haneli seviyelere geldi, ayrıca bir önceki ayın verisi de %10,3'ten %10,2'ye hafif aşağı yönlü revize edildi. Arındırılmamış işsizlik oranı da 0,1 puanlık düşüşle %10,3 seviyesine geriledi. Arındırılmış verilere göre ocakta istihdamda 354 bin kişilik artış görülürken, işsiz sayısı ise 166 bin kişilik düşüş kaydetti. İş gücüne katılım oranı ise 0,2 puanlık sınırlı artışla %54,1 seviyesinde kaydedilirken, istihdam oranı da 0,5 puanlık artışla %48,9 seviyesinde gerçekleşti. Kadın işsizlik oranı %14,4'ten %13,7'ye gerilerken, erkek işsizlik oranı ise %8,1'den %7,7'ye geriledi.
• 2022 yılında ekonomik aktivitedeki güçlü seyir ve turizmdeki toparlanmayla işsizlik oranı 1,5 puan iyileşerek ortalama %10,5 seviyesinde gerçekleşmişti. OVP'de %5 büyüme projeksiyonunda 2023 yılı için ortalama işsizlik oranı tahmini ise %10,4 seviyesinde bulunmakta. Bununla birlikte bu yıl deprem bölgesinde iş gücü piyasasına dönüş hızı ve geriye doğru göçün boyutunun yanı sıra büyümenin ve iş gücüne katılım oranının seyri işsizlik oranında belirleyici başlıca unsurlar olarak sıralanabilir.
• Tamamlayıcı göstergelerde ise ocakta karışık bir seyir gözlendi. Ocak ayında atıl iş gücü oranı %21,3'ten %21,9 seviyesine ve daha fazla çalışmak istediği halde haftalık 40 saatten az çalışan kişilerin de işsiz sayısına eklenerek bulunan zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı %14,8'den %15,3'e yükselirken, işsiz ve potansiyel iş gücünün bütünleşik oranı ise %17,1'den %16,7'ye geriledi (Şekil 2).
• Öncü göstergeler kapsamında şubat ayına ilişkin anket göstergeleri ise istihdamda karışık bir görünüme işaret etmekte. S&P Global/İSO imalat sanayi raporunda, şubatta depremlerin üretim üzerindeki olumsuz etkilerine karşın sektörlerin birçoğunun, istihdam artışını sürdürdüğü belirtilmekteydi. Bunun yanında, sektörel güven endekslerinde şubat ayında gelecek üç aya ilişkin istihdam beklentileri, perakende ticaret ve inşaat sektörlerinde düşüş sergilerken, hizmet sektörü ve reel kesimde artış kaydetmişti.
 
Yurt dışında bu hafta veri takvimine bakıldığında,
• ABD tarafında, piyasaların odak noktasında Fed'in para politikasına yön vermesi açısından yakından takip edilecek verilerden yarın şubat ayı TÜFE verisi ve çarşamba günü ise şubat ayı ÜFE verisi olacak. Ocakta TÜFE verileri genel olarak enflasyonun tahmin edilenden daha uzun bir sürede yavaşlayabileceğine dair sinyal vermişti. Buna göre ocak ayında TÜFE yıllık bazda %6,5'ten %6,4 seviyesine yavaşlamıştı (beklentiler: %6,2 idi) ve böylece Ekim 2021'den bu yana en düşük seviyelerdeki seyrini sürdürmüştü. Ocakta manşet ve çekirdek ÜFE verileri ise beklentileri aşmıştı ve enflasyonun hızlı bir şekilde yavaşlamayabileceğine işaret eden verilere eklenmişti. Şubatta ise manşet TÜFE'nin aylık bazda %0,4 artış kaydetmesi ve yıllık bazda %6,4'ten %6 seviyesine yavaşlaması ve çekirdek TÜFE'nin ise aylık artış hızının bir önceki aya benzer şekilde %0,4 seviyesinde gerçekleşmesi ve yıllık bazda ise %5,6'dan %5,5 seviyesine yavaşlaması bekleniyor. Manşet ÜFE'nin ise şubatta aylık bazda %0,3 oranında artış sergilemesi ve yıllık bazda %6'dan %5,4 seviyesine yavaşlaması ve çekirdek ÜFE'nin ise aylık artış hızının %0,5'ten %0,4'e yavaşlaması ve yıllık bazda ise %5,4'ten %5,2 seviyesine yavaşlaması bekleniyor. Bu arada Powell, önceden belirlenmiş bir yolda olmadıklarını ve yaklaşan verilerin, üyelerin bir sonraki toplantıda 25 baz puanlık veya 50 baz puanlık faiz artışına ihtiyaç görülmesini belirlemeye yardımcı olacağını belirtmişti. Cuma günü ayrıca üretimin seyrine ilişkin olarak şubat ayı sanayi üretimi ve kapasite kullanım oranı verileri takip edilecek. Şubat ayı PMI raporunda imalat sektörü firmalarının gelecek döneme ilişkin iyimserlik göstergesinin yükselişini sürdürmesinin işaret ettiği üzere imalat sektörünün önümüzdeki dönemde toparlanması beklenmekte. Bu kapsamda, şubatta sanayi üretiminin aylık bazda %0,5 artması ve kapasite kullanım oranının da %78,3'ten %78,5 seviyesine yükselmesi bekleniyor. Bunun yanında, imalat sanayinin gidişatına ilişkin sinyal verecek olan New York Fed Empire State imalat sanayi endeksi mart ayı verisi de çarşamba günü izlenecek. New York Fed Empire State imalat sanayi endeksi şubat ayında, -32,9 seviyesinden -5,8 seviyesine yükselerek beklentilerin üzerinde toparlanma kaydetmişti. Öte yandan, iç talebin seyrine ilişkin sinyal verecek olan perakende satışlar şubat ayı verisi de çarşamba günü açıklanacak. Perakende satışlar, aylık bazda iki aylık düşüşün ardından ocak ayında %3 artışla beklentilerin üzerinde toparlanma sergilemişti ve böylece aylık bazda Mart 2021'den bu yana en sert artışı kaydetmişti. Söz konusu veri, artan borçlanma maliyetlerine karşın güçlü iş gücü piyasasının da etkisiyle tüketim harcamalarının toparlandığına işaret etmişti. Perakende satışların şubatta aylık %0,2 artışla yükselişini yavaşlayarak sürdürmesi bekleniyor. Diğer yandan, istihdam piyasası verilerinden, perşembe günü haftalık yeni işsizlik maaşı başvuruları verisi izlenecek. Son açıklanan haftalık yeni işsizlik maaşı başvuruları, 190 bin kişi seviyesinden 211 bin kişi seviyesine hafif yükselerek beklentilerin üzerinde artış sergilemekle birlikte düşük seviyelerdeki seyrini sürdürmüştü ve istihdam piyasasında sıkı görünümün korunduğuna işaret etmişti. Ayrıca konut piyasası verilerinden, perşembe günü şubat ayı konut başlangıçları ve gelecek döneme ilişkin konut talebinin bir göstergesi olan inşaat izinleri verileri takip edilecek. Cuma günü öte yandan, mart ayına ilişkin Michigan Üniversitesi tüketici güven endeksi öncü verisi takip edilecek. Şubat ayına ilişkin Michigan Üniversitesi tüketici güven endeksi, 64,9'dan 67 seviyesine yükselmişti ve böylece geçen yılın ocak ayından bu yana en yüksek seviyeye ulaşmıştı.
• Avrupa tarafında ise, piyasaların odak noktasında perşembe günü ECB'nin faiz kararı ve ECB Başkanı Lagarde'ın konuşması olacak. ECB, geçen ayki toplantısında faizleri beklentilerle uyumlu olarak 50 baz puan artırmıştı. Karar metninde, faizlerin, enflasyonun %2'lik hedefe dönmesi için ciddi şekilde sınırlayıcı seviyede tutulacağı ve faizlerin istikrarlı bir hızla yükselmeye devam etmesinin beklendiği belirtilerek, mart ayındaki toplantıda faizleri 50 baz puan daha artırmanın değerlendirildiğine işaret edilmişti. Son günlerde birçok ECB üyesi de 50 baz puanlık faiz artışlarını destekleyen değerlendirmelerde bulunmakta, hatta bazı üyelerin mevcut durumda %2,50 seviyesinde bulunan mevduat faizinde nihai seviyenin %4'e kadar yükselmesini öngördükleri gözlenmekte. Diğer yandan, yayınlanacak karar metninde ve Lagarde'ın konuşmasında, sonraki faiz artışlarının boyutuna ve nihai faiz seviyesine ilişkin olası yeni sinyaller takip edilecek. Cuma günü, bunun yanında ECB'nin para politikasına da yön verecek olan enflasyon verilerinden, Euro Bölgesi'nde şubat ayı TÜFE nihai verileri takip edilecek. Öncü verilere göre, bölgede manşet TÜFE, aylık bazda üç aylık düşüşün ardından şubatta aylık %0,8 artışla beklentilerin üzerinde gelirken, yıllık bazda ise %8,6'dan %8,5 seviyesine hafif gerilemişti. Söz konusu enflasyon verileri, Avrupa'da enflasyonist baskıların yüksek kalmaya devam ettiğine işaret ederken, ECB'nin daha uzun süre şahin kalacağına dair beklentileri desteklemekte.
• Asya tarafında ise, yarın Çin'de ekonomik faaliyetin seyrine ilişkin bilgi verecek olan şubat ayı sanayi üretimi, perakende satışlar ve sabit sermaye yatırımları verileri açıklanacak. Açıklanacak verilerin, dünyanın en büyük ikinci ekonomisinin geçen yılın sonlarında salgın kısıtlamalarını gevşetmeye başlamasının ve sıfır Covid politikasını terk etmesinin ardından ekonomik faaliyetteki toparlanmayı yansıtması bekleniyor. Nitekim Çin'de son açıklanan şubat ayı imalat sektörü ve imalat dışı resmi PMI verileri ile küçük ve orta ölçekli firmaların faaliyetlerinin seyrine ilişkin sinyal veren Caixin imalat ve hizmet sektörleri PMI verileri, beklentilerin üzerinde toparlanma sergileyerek 50 eşik seviyesinin üzerinde büyüme bölgesinde kaydedilmişti. Bu kapsamda, Çin'de ocak-şubat döneminde yıllık bazda sanayi üretiminin %2,6 oranında, perakende satışların %3,5 oranında ve sabit sermaye yatırımlarının ise %4,5 oranında artış sergilemesi bekleniyor. Ayrıca perşembe günü Japonya'da şubat ayına ilişkin dış ticaret verileri yayınlanacak. Japonya'da şubatta ihracatın Çin'de ocakta Yeni Ay Yılı tatillerinin neden olduğu talep düşüşünün ardından toparlanmasıyla yıllık bazda artış hızının %3,5'ten %7'ye yükselmesi beklenirken, ithalatın da Yen'in son dönemde hafif güçlenmesinin etkisiyle yıllık bazda artış hızının %17,5'ten %12,5 seviyesinde kısmi yavaşlaması beklenmekte.
• Cuma günü ayrıca OECD tarafından Ekonomik Görünüm Raporu yayınlanacak. Söz konusu raporda, küresel ekonomi ile bölgeler ve ülkeler bazında özellikle ekonomik büyüme ve enflasyona yönelik revizeler takip edilecek.
Yurt içinde ise, bugün ocak ayı perakende satış ve ciro endeksleri ile cari işlemler dengesi verileri, çarşamba günü şubat ayı Merkezi Yönetim bütçe dengesi, tarım ürünleri üretici fiyat endeksi ve konut satışları verileri, perşembe günü ocak ayına ilişkin özel sektörün yurt dışından sağladığı kredi borcu istatistikleri ve konut fiyat endeksi ve cuma günü ise ocak ayı kısa vadeli dış borç istatistikleri ve dış ticaret endeksleri verileri takip edilecek. Cuma günü ayrıca TCMB tarafından mart ayı Piyasa Katılımcıları Anketi yayınlanacak. Cuma günü bunun yanında Fitch'in, Türkiye ülke değerlendirmesini yayınlaması bekleniyor.
• Tüketim harcamalarına dair izlediğimiz perakende satış hacmi kasımda aylık %1,2 artışın ardından aralıkta aylık %4,8 artış kaydetmişti, yıllık artış hızı ise %11,8'den %21,8 seviyesine yükselmişti. Ayrıca perakende satışların öncüsü olan haftalık kredi kartı harcamalarına bakıldığında, depremlerle birlikte şubatta ilk başta hız kesse de sonrasında toparlanarak özel tüketim harcamalarının güçlü görünümünü sürdürdüğü ve bu ayın ilk haftasında aralık ayında ulaşılan rekor seviyeye yaklaştığı görülmekte. Bu kapsamda veriler, iç talebin güçlü seyrini sürdürdüğüne işaret etti.
• Aralık ayında dış ticaret açığının genişlemesi ve hizmet gelirlerinde aylık düşüş sonrasında cari açık artışını sürdürmüştü. Buna göre, aralık ayında cari açık 5,45 milyar USD olan piyasa beklentisinin üstünde 5,91 milyar USD gerçekleşmişti. 2022 yılında ise cari açık, turizm ve taşımacılık gelirlerinin rekor seviyeye yükselmesine karşın başta enerji ve altın ithalatı kaynaklı olmak üzere dış ticaret açığındaki genişlemeyle birlikte 2013 yılından bu yana en yüksek seviyede gerçekleşmişti. 2021 yılında 7,2 milyar USD olan cari açık 2022 yılında 48,8 milyar USD'ye çıkarak OVP tahmini 47,3 milyar USD'nin hafif üzerinde gerçekleşmişti. Cari açık/GSYH oranı da 2021 yılındaki %0,9 seviyesinden 2022 yılında %5,4 seviyesine çıkmıştı. Enerji ithalatı, 2021 yılında 50,7 milyar USD iken, 2022 yılında 96,5 milyar USD'ye yükselmişti. TÜİK verilerine göre ocak ayında aylık bazda ihracatın %15,5 oranında gerilemesi ve ithalatın %3,1 oranında artmasıyla dış ticaret açığı aylık %46,8 artışla 9,7 milyar USD'den 14,2 milyar USD'ye çıkmıştı. Ocakta altın ithalatı sert artış kaydederek 4,9 milyar USD ile rekor seviyede gerçekleşmişti. Enerji ithalatı ise ocakta 8,79 milyar USD ile geçen seneki rekor seviyenin hemen altında gerçekleşmişti. Bloomberg Anketi'ne göre ocak ayında cari dengenin 10,2 milyar USD seviyesinde açık vermesi bekleniyor. Bu seviyelerde gerçekleşebilecek cari açıkla ise 12 aylık kümülatif cari açık 48,8 milyar USD seviyesinden 52 milyar USD'ye çıkacak, GSYH oranı da 4. çeyrek verisini baz aldığımızda %5,4'ten %5,7'ye yükselecek.
• Bütçe dengesi, ocak ayında 32,2 milyar TL açık vermişti, 2022 yılı Ocak ayında vergi ve diğer gelirlerdeki güçlü artışla 30 milyar TL fazla verilmişti. Ocak aylarında ise tarihsel ortalama yaklaşık 3 milyar TL fazlaya işaret etmekteydi. 12 aylık kümülatif bütçe açığı, 139,1 milyar TL'den 201,4 milyar TL'ye yükselirken, bütçe açığı/GSYH oranı da aralık ayındaki %0,9 seviyesinden ocak ayında %1,3'e yükselmişti (2022 yılı GSYH olarak 4. çeyrek gerçekleşme baz alındı). Öncesinde açıklanan Hazine nakit dengesi, şubatta gelirlerdeki düşüşün yanında giderlerdeki artışın etkisiyle 171,5 milyar TL seviyesinde belirgin açık vermişti, bu kapsamda şubatta bütçenin açık vermesi beklenebilir.
• Toplam konut satışları, aralıkta aylık bazda %76,5 oranında güçlü artışın ardından baz etkisiyle ocakta aylık %53 düşüşle 97.708 adet seviyesinde gerçekleşmişti, bunun yanında yıllık bazda altı aylık düşüşün ardından ocakta %10,6 oranında artış kaydetmişti. Ayrıca yabancılara yapılan konut satışları ise aylık bazda üç aylık artışın ardından ocakta aylık %34,8 oranında düşüş kaydetmişti, bunun yanında yıllık bazda %0,6 oranında düşüşle son yedi ayda gerilemeyi sürdürmüştü.
• Aralık ayı konut fiyat endeksi endeksinin aylık artış hızı %3,86'dan %5,29 seviyesine hızlanırken, yıllık artış hızı ise %174,5'ten %167,8 seviyesine gerilemişti ve böylece eylül ayında ulaştığı rekor seviye olan %189,1 seviyesinden düşüşünü sürdürmüştü. Konut fiyatları reel olarak da yıllık %58,7 artmıştı.
 
ŞİRKET HABERLERİ

Alarko Holding (ALARK, Sınırlı Pozitif): Şirket'in 4Ç2022'deki ana ortaklık net dönem karı 3.956,3mn TL ile piyasa beklentisinin üzerinde açıklanmıştır. Ortalama piyasa beklentisi Holding'in 3.659mn TL ana ortaklık net dönem karı kaydedeceği yönündeydi. Geçen yılın aynı döneminde ise Holding, 777,7mn TL ana ortaklık net dönem karı kaydetmişti. Şirket'in satış gelirleri 4Ç21'e göre %187,2 oranında artarak bu çeyrekte 2.051mn TL olmuştur. Satışların maliyeti ise yıllık %114,1 oranında artarak 2.079,6mn TL olmuştur. Buna bağlı olarak 28,6mn TL brüt zarar kaydedilmiştir. Geçen yılın aynı döneminde ise 257,2mn TL brüt zarar kaydedilmişti. Faaliyet giderleri bu çeyrekte 169,4mn TL olarak gerçekleşmiştir. Şirket bu dönemde diğer faaliyetlerinden 165,4mn TL gelir kaydetmiştir. Böylece 32,7mn TL faaliyet zararı oluşmuştur. Özkaynak yöntemiyle değerlenen yatırımlarından 2.987mn TL kaydederken geçen yılın aynı döneminde bu rakam sadece 711mn TL idi. Buna ilaveten yatırım faaliyetlerinden 851,5mn TL gelir elde edilmiştir. Finansman giderleri 71,3mn TL olarak kaydedilirken, son olarak 457,7mn TL vergi geliri yazıldıktan sonra, Şirket'in 3.956,3mn TL ana ortaklık net dönem karı gerçekleşmiştir.

4. çeyrek finansallarıyla beraber Şirket'in 2022 yılı ana ortalık net dönem karı 11.440,8mn TL olarak gerçekleşmiştir. 2021 yılında ise Şirket tarafından 1.274,4mn TL ana ortaklık net dönem karı kaydedilmişti.

Ayrıca, Yönetim Kurulu tarafından, sermaye piyasası mevzuatında belirtilen aracılık faaliyeti ve menkul kıymet portföyü işletmek amacı gütmeksizin; yerli veya yabancı her türden sermaye şirketlerinin sermayesine doğrudan veya dolaylı olarak iştirak etmek, sermaye piyasası araçlarına, diğer menkul kıymetlere, nakit, değerli madenlere, emtialara, yerli veya yabancı her türden sermaye şirketlerinin çıkarmış olduğu veya çıkaracağı pay senetlerine doğrudan veya dolaylı olarak yatırım yapmak üzere 320mn TL sermayeli bir anonim şirket kurulmasına karar verilmiştir.

Bagfaş (BAGFS, Nötr): Bagfaş'ın 4Ç2022'deki ana ortaklık net dönem karı 585,9mn TL olarak açıklanmıştır. Bir önceki yılın aynı döneminde Şirket 97,2mn TL ana ortaklık net dönem karı kaydetmişti. Şirket'in satış gelirleri yılın dördüncü çeyreğinde 971,4mn TL gerçekleşerek yıllık %44,2 oranında büyüme kaydederken, brüt kar %86,6 oranında azalışla 45,5mn TL olmuştur. Şirket'in bu dönemde brüt kar marjı ise 45,7 puan azalarak %4,7'ye düşmüştür. Operasyonel giderleri aynı dönemde %67,9 oranında artarak 31,7mn TL'ye çıkarken, diğer faaliyetlerden net 172mn TL gider kaydedilmiştir. Böylece 4Ç2022'de 158,2mn TL faaliyet zararı gerçekleşmiştir. FAVÖK'ü de aynı dönemler itibarıyla 335,9mn TL'den 35,4mn TL'ye gerilemiştir. FAVÖK marjı ise geçen yılın aynı dönemine göre 46,2 puan azalarak %3,6 olmuştur. Şirket bu çeyrekte yatırım faaliyetlerinden 49,3mn TL gelir, finansman tarafında da 37,6mn TL gider kaydetmiştir. 732,3mn TL'lik vergi geliri sonrası Şirket'in 4Ç22'deki ana ortaklık net dönem karı 585,9mn TL olarak gerçekleşmiştir.

Dördüncü çeyrek karı sonrasında Şirket'in 2022 yılı ana ortaklık net dönem karı 1.096mn TL olmuştur. Geçen yılın aynı döneminde Şirket, 155,4mn TL ana ortaklık net dönem karı kaydetmişti.

Ayrıca Şirket'in Yönetim Kurulu hisse başına brüt 0,25 TL (net 0,23TL) kar payı dağıtım teklifini Genel Kurul onayına sunma kararı almıştır. Son kapanış değerine göre temettü verimi %0,7 olarak hesaplanmaktadır.

Ülker Bisküvi (ULKER, Sınırlı Pozitif): Ülker, 2022 yılının dördüncü çeyreğinde 983,3mn TL ana ortaklık net dönem karı kaydederek, hem ortalama piyasa beklentisinin, hem de bizim beklentimizin üzerinde bir kar rakamı açıklamıştır. Piyasanın ortalama ana ortaklık net dönem karı beklentisi 510mn TL iken, bizim beklentimiz 780mn TL idi. Ayrıca Şirket'in FAVÖK'ü de 1.834,3mn TL ile 1.461mn TL'lik piyasa beklentisinin üzerinde gerçekleşmiştir. Bir önceki yılın aynı döneminde Şirket 1.119mn TL ana ortaklı net dönem zararı kaydetmişti. Satış gelirleri dördüncü çeyrekte bir önceki yılın aynı dönemine göre, %119 oranında artarak 9.018mn TL'ye ulaşırken, şirketin brüt karı da %130,1 oranında artmış ve 2.840,8mn TL olarak gerçekleşmiştir. Aynı dönemde şirketin operasyonel giderleri %138,4 oranında artarken, diğer faaliyetlerden 42,6mn TL net gider kaydedilmiştir. Böylece şirketin faaliyet karı bir önceki yılın aynı dönemine göre %49,8 oranında artarak 1.693mn TL'ye çıkmıştır. Şirket'in FAVÖK'ü ise 4Ç2021'e göre %120,3 oranında artışla 1.834,3mn TL'ye yükselirken, FAVÖK marjı da 0,1 puan artışla %20,3 olmuştur. Yatırım faaliyetlerinden geçen yılın aynı dönemine göre %81 oranında azalışla 482,6mn TL net gelir elde edilirken, 1.140,6mn TL'lik de net finansman gideri (4Ç2021'de 5.998,6mn TL net finansman gideri) kaydedilmiştir. Son olarak 150mn TL'lik vergi geliri sonrasında 983,3mn TL ana ortaklık net dönem karı oluşmuştur.

Dördüncü çeyrekteki kar rakamına karşın, ilk dokuz aydaki zararın etkisiyle Şirket 2022 yılını 353,1mn TL ana ortaklık net dönem zararı ile kapamıştır. Ülker 2021 yılında 464,3mn TL ana ortaklık net dönem zararı kaydetmişti.

Şok Marketler (SOKM, Sınırlı Pozitif): Şirket 4Ç2022'de 574mn TL ana ortaklık net dönem karı açıklamıştır. Piyasanın kar beklentisi 602mn TL idi. Bir önceki yılın aynı döneminde 10mn TL ana ortaklık net dönem karı kaydedilmişti. Şirket'in satış gelirleri yıllık %134 oranında artarak 18.649mn TL'ye çıkarken (Piyasa Beklentisi: 18.071mn TL), brüt kar %131 oranında yükseliş kaydetmiş ve 4.369mn TL'yi göstermiştir. Aynı dönemde operasyonel giderler ise %131 oranında artarak 3.239mn TL olmuştur. Diğer faaliyetlerden net 170mn TL gider kaydeden şirketin faaliyet karı 961mn TL'yi göstermiştir. 4Ç2021'de faaliyet karı 84mn TL idi. Şirket'in 4Ç2022 FAVÖK'ü ise %104 artışla 1.472mn TL olurken (Piyasa Beklentisi: 1.439mn TL), FAVÖK marjı 1,1 puan azalışla %7,9 seviyesinde gerçekleşmiştir. 25mn TL yatırım faaliyetlerinden net gider kaydedilirken, şirketin 4Ç2022'deki net finansman gideri 366mn TL olmuştur. 5mn TL'lik net vergi gelirinin ardından şirketin ana ortaklık payına düşen net dönem karı 574mn TL olarak gerçekleşmiştir.

Son çeyrek kar rakamıyla birlikte 2022 yılı ana ortaklık net dönem karı 2.380mn TL olarak gerçekleşmiştir. 2021 yılında 324mn TL ana ortaklık net dönem karı kaydedilmişti.

Şirket 2023 yılına ilişkin beklentilerini de açıklamıştır. Buna göre satış gelirlerinin %80(±5) artması beklenmektedir. FAVÖK marjı beklentisi %7,5-8,0 aralığındadır. Yatırım harcaması beklentisi ise 2,5 milyar TL (+/- 100mn TL)seviyesindedir. Mağaza açılışları hedefi ise 750 adettir (+/- 50 adet).

Torunlar GYO (TRGYO, Nötr): Torunlar GYO'nun 4Ç2022'deki (konsolide) net dönem karı 17.766mn TL olmuş ve bizim beklentimiz olan 17.774mn TL'ye yakın gerçekleşmiştir. Piyasanın net kar beklentisi ise 17.088mn TL idi. Şirket, 4Ç2021'de 5.240mn TL net kar yazmıştı. Karın yüksek gelmesinde, 17.014mn TL'lik yatırım amaçlı gayrimenkuller değer artışı geliri ana etken olmuştur. Öte yandan, Torunlar GYO'nun son çeyrekteki satış gelirleri 729,4mn TL olarak gerçekleşmiş (Beklenti: 888mn TL) ve yıllık %58,4 oranında büyüme kaydetmiştir. Şirket'in kira gelirleri yıllık %98 oranında artarak 4Ç2022'de 471,9mn TL'ye yükselirken, konut ve ofis satış gelirleri 76,8mn TL ile bir önceki yılın son çeyreğine göre %48 oranında düşüş göstermiştir. Şirket'in brüt karı ise 551mn TL ile yıllık %36,6 oranında yükselirken, FAVÖK 496mn TL (Beklenti: 572mn TL) gerçekleşmiş ve aynı dönemde %35,8 oranında artmıştır. FAVÖK marjı ise %68,3 (4Ç2021: %79,4) olmuştur. Diğer yandan, bu çeyrekte 194,7mn TL net finansman gideri (4Ç2021:654,6mn TL net finansman gideri) yazılırken, özkaynak yöntemiyle değerlenen yatırımlardan 382,1mn TL gelir kaydedilmiştir.

Son çeyrek karının ardından Torunlar GYO'nun 2022'deki net dönem karı 18.436mn TL'ye yükselmiştir. Şirket 2021 yılında 5.307mn TL kar yazmıştı.

Vestel Elektronik (VESTL, Sınırlı Negatif): Şirket 4Ç2022'de 102mn TL ana ortaklık net dönem zararı açıklamıştır. Piyasa beklentisi 392mn TL net kar idi. Şirket geçen yılın aynı döneminde ise 835mn TL ana ortaklık net dönem karı kaydetmişti. Şirket'in satış gelirleri son çeyrekte bir önceki yılın aynı dönemine göre %79 oranında artarak 19.272mn TL'ye yükselirken (Piyasa beklentisi: 19.124mn TL), brüt kar %3 oranında azalarak 3.647mn TL'yi göstermiştir. Operasyonel giderler aynı dönemde %83 oranında artarken, diğer faaliyetlerden 681mn TL net gider kaydedilmiştir. Böylece 375mn TL'lik faaliyet karı oluşmuştur. Şirket'in FAVÖK'ü ise aynı dönemde %49 oranında azalarak 1.329mn TL'ye gerilerken (Piyasa beklentisi: 1.415mn TL), FAVÖK marjı 4Ç2021'deki %24,2'den 4Ç2022'de %6,9'a gerilemiştir. Şirketin iştirak zararları de 87mn TL olmuştur. Finansman tarafında net 652mn TL gider kaydedilirken, 258mn TL'lik vergi geliriyle birlikte Şirket'in ana ortaklık net dönem zararı 102mn TL olarak gerçekleşmiştir.

Son 2 çeyrekteki zarar rakamıyla birlikte 2022 yılı ana ortaklık net dönem karı bir önceki yılın aynı dönemine göre %54,8 oranında azalarak 857mn TL'ye gerilemiştir.

Doğuş Otomotiv (DOAS, Nötr): Şirket tarafından Doğuş GYO (DGGYO)'nun toplam sermayesinin %93,6517'sini temsil eden Doğuş Holding A.Ş.'ye ait payların satın alınması işlemi, Grup içi bir devir olduğundan "pay alım teklifinde bulunma yükümlülüğü" doğurmamaktadır.

Öte yandan, Şirket tarafından Doğuş Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı AŞ'ne ait payların satın alınmasının gerektirdiği finansman ihtiyacının karşılanması amacıyla üç bankadan toplam 150mn EURO tutarında, beş yıl vadeli kredi alınmış ve kredinin teminatı olarak şirketin sahip olduğu 310,8mn TL nominal bedelli Doğuş Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı AŞ payları rehin edilmiştir.

Eczacıbaşı İlaç (ECILC, Nötr): Şirketin Yönetim Kurulu hisse başına brüt 0,41L (net 0,37TL) kar payı dağıtım teklifini Genel Kurul onayına sunma kararı almıştır. Teklif edilen kar payı hak kullanım tarihi 25 Nisan 2023 olup, son kapanış değerine göre temettü verimi %1,2 olarak hesaplanmaktadır.

Smart Güneş Enerjisi (SMRTG, Sınırlı Pozitif): Şirket ile yurt içinde yerleşik bir müşteri arasında güneş paneli satışı işine istinaden KDV hariç toplam 276,6mn TL karşılığı tutarda sözleşme imzalanmıştır.
 
SEKTÖR HABERLERİ

Bankacılık: TCMB, bankalara gönderdiği yazıyla, ticari kredilerin ardından ihtiyaç kredilerine de örtülü faiz üst sınırı getirdi. TCMB'nin referans faizinin üzerinde oluşacak ihtiyaç kredisi faizi uygulayan bankalar, menkul kıymet tutma yükümlülüğüne tabi tutulacak. Kaynak: Bloomberg HT

 
  


Ziraat Yatırım Menkul Değerler
www.ziraatyatirim.com.tr

                                   ***
                               Yasal Uyarı
 
 Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.Yatırım danışmanlığı hizmeti ; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabılır.Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.